Yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye devredilmesine olanak bulunmadığı- "Tabii hâkim ilkesi" ve "usul ekonomisi ilkesi" gözetildiğinde, HSK'nın ilgili kararlarında asliye ticaret mahkemesi olmayan yerlerde asliye hukuk mahkemesinin ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine dair herhangi bir hükme yer verilmediğinden "esasen bu konuda HSK'nın yargı yetkisine ilişkin düzenleme yapması da mümkün bulunmadığından" asliye hukuk mahkemesinin ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların yargılamasına devam etmesi gerektiği- Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesine ilişkin uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan F. Asliye Hukuk Mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesince davaya bakılmasının olanaklı olmadığı (direnme kararının yerinde olduğu)-
İİK'nun 345/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı Kanun'un 179 ve TTK’nun 376. maddesinde öngörülen koşullarda şikayet tarihi itibariyle şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği cihetle; borçlu şirketin 2012 yılına ait tüm ticari defterler ile ticari defterlerin yanısıra banka hesapları üzerinde inceleme yapılması, ayrıca borçlu şirket hakkında kesinleşmiş icra takibi olup olmadığı hususu da araştırılarak, borçlu şirket hakkındaki kesinleşmiş icra takip dosyalarında bunlarla belirlenecek mevcut borçlar ile borçlu şirkete ait vergi borçları, SGK borçları da dikkate alınarak şirketin pasifine eklenmesi suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, şikayet tarihi itibariyle şirket hakkında iflas şartlarının oluşup oluşmadığının bilirkişi raporu ile kesin olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun takdiri yerine, borçlu şirkete ait 2013-2014 yılllarına ilişkin vergi beyannameleri incelenerek oluşturulan yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, iflasın ertelenmesi istemine ilişkindir...
12. HD. 08.06.2023 T. E: 2022/12434, K: 4085
iflas erteleme kararı sonrası dönem yönünden, 6183 sayılı Kanundan doğan alacaklar dahil hiçbir alacak için takip yapılamayacağından, yapılan takibin durdurulması yönünde karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davacı şirketin borca batıklık ve iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı dava sırasındaki gelişmeler de dikkate alınarak değerlendirilmek ve bu kapsamda davacı şirket hakkında verilen iflas kararı da göz önünde bulundurulmak suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesinin gerektiği-
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, iflâsın ertelenmesi talebine ilişkin eldeki davada, Özel Dairece verilen birinci bozma kararı sonrası alınan asıl ve ek bilirkişi raporlarının hükme esas alınıp alınamayacağı, buradan varılacak sonuca göre mahkemece verilen kararın yerinde olup olmadığı-
Konkordato- Borca batıklık bilançosu- Marka değerinin tespitine yönelik yapılan hesaplama-
Amme borçlusunun üçüncü şahıs konumundaki davalıdan ne kadar alacağının olduğu tespit edilmediği gibi haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle söz konusu hesapta herhangi bir tutarın da olmadığı anlaşıldığından haciz bildirisine dayanılarak düzenlenen ödeme emrinde de hukuka uyarlık olmadığının belirtildiği- İş bu davada yasanın 79. maddesi gereğince İleriye yönelik haciz yapılmasını gerektirir süreklilik arzeden bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti iddia edilmediği gibi haciz tarihi itibariyle, amme borçlusunun üçüncü şahıs davalıdan alacaklı olduğunu bildirir herhangi bir beyanı olmayıp, davacı idare tarafından ise amme alacaklısının davalıdan alacaklı olduğuna dair tespitinin söz konusu olmadığı- Bu durumda emsal kararlar gereğince haciz bildirisi gereğince düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk olduğu kabul edilemeyeceğinden red kararının bu anlamda isabetli görüldüğü- Açıklanan nedenlerle ve özellikle emsal Danıştay Vergi Dava Daireleri ilamları kapsamında, gerekli şartları ihtiva etmeden düzenlenen haciz bildirisi neticesinde, alacak iddiasına dayanak yapılan ödeme emrinin hukuka uygun olduğu ve davacı kurumun, amme borçlusu olan üçüncü kişinin borcundan dolayı davalının sorumlu olacağının kabulü mümkün olmayacağı-
Mahkemece bozma kararından sonra, bozma gerekçesinde belirtilen hususta araştırma yapılarak dosya arasına alınan müzekkere cevapları ile davalı şirketin iflas davasına ilişkin bozma kararı nazara alınıp yapılan değerlendirme sonrasında yeni bir karar verildiğinden, temyiz itirazlarını Özel Dairece incelenmesi gerektiği-