12. HD. 02.11.2021 T. E: 4348, K: 9550-
İcra müdürlüğünce dosyada bulunan paranın ödenmesinin icra takip işlemi mahiyetinde olmadığı- Taşınmazların ihalesi ve ihaleye ilişkin satış bedellerinin tahsili işlemi, iflasın ertelenmesi davası kapsamında borçlu şirket hakkında verilen tedbir ara kararından önce olup, satış bedellerinin hak sahibine ödenmesinin tedbir kararına aykırılık teşkil etmeyeceği-
İflas masası ile ilgili davalarda (şikâyetlerde) taraf sıfatının (müflise değil) iflas idaresine ait olduğu- Borçlu şirket hakkında iflasın açılmasına karar verilmeden önce borçlu vekiline icra mahkemesi kararının tebliğ edildiği ve borçlu vekilinin kararı temyiz ettiği anlaşıldığından, bu hâlde iflas idaresinin temyiz incelemesinde hiçbir rolü olmadığı için Yargıtayın temyiz incelemesi yapmasına ve karar vermesine bir engel bulunmadığı ve bu nedenle temyiz tarihinden sonra oluşan iflas idaresine direnme kararının ve borçlu şirket vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğine gerek olmadığı- İİK. mad. 194. maddesi gereğince iflasın açılması ile duracak olan davaların, iflastan önce açılmış olup da hâlen derdest bulunan ve iflas masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davaları olduğu; şikâyet isteminde hukuk davalarını ilgilendiren İİK’nın 194. maddesinin uygulanamayacağı- İflasın ertelenmesi davasına bakan mahkemenin tedbir kararında "kira alacaklarına" ilişkin olarak yapılan takiplere istisna tanınmaması halinde, bu tedbir kararının icra mahkemesince yorum yolu ile değiştirilmesinin mümkün olmadığı- İcra mahkemesinin direnme kararından önce borçlu şirketin iflasına karar verilmesi halinde, iflasın açılması ile takiplerin durması, iflas kararının kesinleşmesi ile düşmesi ve iflas tasfiyesi sırasında müflise karşı yeni bir takip yapılamaması hakkındaki kamu düzenine ilişkin İİK’nın 193. maddesinin, yapılan icra takip işlemleri şikâyet edilmese bile, icra dairesi ve icra mahkemesince kendiliğinden gözetmesi gerektiği-
İflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince takip yapılamayacağı ve zorunlu takip arkadaşlığına aykırı davranıldığına ilişkin şikâyetlerin, İİK'nun 149. ve 179/a maddesinde düzenlenen yasa hükümlerine ve kamu düzenine aykırılıktan kaynaklanmaları nedeniyle İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikâyete tabi olduğu, o halde ilk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir kararı gereğince takip başlatılamayacağı ve zorunlu takip arkadaşlığı ilkesine aykırılığa ilişkin şikâyetlerin süresiz şikâyete tabi olduğu nazara alınarak, bu şikâyetlerin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Konkordato talep edebilmek için, borçların vadesi geldiği halde ödeyememe veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunması gerektiği- Konkordato komiser raporlarındaki tespitle bu şartın gerçekleşmediği anlaşıldığından, İİK mad. 287'de yapılan atıfla, İİK. mad. 291'de ifade edildiği üzere "konkordato talebi ile amaçlanan iyileşmenin kesin mühletin sona ermesinden önce gerçekleştiğinin komiserin yazılı raporu ile mahkemeye bildirmesi üzerine mahkemece, resen kesin mühletin kaldırarak konkordato talebinin reddine karar verebilir" düzenlemesi kapsamında verilen hükmün bu kapsamda ve sonuç itibarı ile yerinde olduğu- İflas erteleme davası devam eden borçlu şirketin konkordato talebine yasal bir engel olmadığı-  Konkordato komiser ön raporlarına göre, geçici mühlet kararının kaldırılarak, konkordato talebinin reddine dair verilen kararın sonuç olarak yerinde olduğu- İİK.nın 287. maddesinin atfı ile 291. ve 292. maddeleri gereğince borçlu ve varsa yasada belirtilenlerin duruşmaya davet edilip dinlendikten sonra karar verilmesi gerekir ise de, tarafların duruşmaya çağrılması ve netice olarak aynı kararın verilmesinde usul ekonomisi ilkesi de gözetildiğinde hukuki yarar olmadığı-
İflas erteleme davası devam ederken, borçlunun, alacaklılar ile konkordato yapmak suretiyle anlaşmaya çalışmasında herhangi bir sakınca bulunmadığı-
Davacının iflasın ertelenmesi davasının yargılaması sırasında konkordato talebinde bulunduğu ve mahkemece talebin incelenerek şirket hakkında geçici koruma mühleti verilerek gerekli ihtiyati tedbir kararlarının verilip komiser atandığı anlaşıldığından, konkordato davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasının erteleme davasının sonucunu esastan etkilemeyeceği,  bekletici mesele yapılmayarak, yeni bir hukuki düzenleme ile uygulamaya konulan konkordato kurumunun yasal düzenlemenin amacı da nazara alınarak şirket hakkında iflas kararı verilmeyerek geçici mühletin veya geçici mühletten sonra verilecek kesin mühletin kaldırılması halinde verilecek iflas kararının konkordatoyu inceleyen mahkemece verilmesi gerektiği sonucuna varılarak iflasın ertelenmesi davasının reddine ve  iflas kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
Birden fazla bilirkişi seçilecek olması halinde tek sayıda bilirkişi heyetinin oluşturulması gerektiği- Mahkemece iki kişiden oluşan heyetten rapor alınması hatalı olduğundan, davacı şirketin iştigal konusunda uzman bilirkişinin de bulunması kaydıyla en az üç kişiden oluşan yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak davacı şirketin borca batık olup olmadığı, projesinin bu borca batıklıktan kurtulmaya yatıp yatmadığı iflas erteleme kurumundan faydalanmaya başladığı tedbir tarihinden itibaren şirketin bu süreci nasıl değerlendirdiği aktif pasif dengesinin bu süreçte alacaklılar lehine gelişip gelişmediği iflasın ertelenmesi halinde borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olup olmadığı ve bunun ne şekilde gerçekleştirileceği somut verilere dayalı denetime açık rapor tanzim ettirilip sonucuna göre iflasın ertelenmesine ilişkin bir karar verilmesi gerektiği-
İcra emri tebligatının şikayetçi borçlu şirkete tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal yedi günlük süre geçtikten sonra icra mahkemesine başvurduğu görülmüş olup, mahkemenin bir kısım şikayet yönünden süreden ret kararı yerinde ise de; iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince takip yapılamayacağı ve zorunlu takip arkadaşlığına aykırı davranıldığına ilişkin şikayetler, İİK mad. 149 ve 179/a'da düzenlenen yasa hükümlerine ve kamu düzenine aykırılıktan kaynaklanmaları nedeniyle İİK mad. 16/2 gereğince süresiz şikayete tabi olduğundan, ihtiyati tedbir kararı gereğince takip başlatılamayacağı ve zorunlu takip arkadaşlığı ilkesine aykırılığa ilişkin şikayetlerin süresiz şikayete tabi olduğu nazara alınarak bu şikayetlerin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-