Davacı erkeğin kademeli isteklerinden boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek davacı erkeğin açtığı boşanma davası ve davalı kadın tarafından açılan birleşen boşanma davası hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği- Davacı erkek tarafından açılan boşanma davası hakkında hüküm kurulmamış olmasının açıkça kanuna aykırılık teşkil ettiği-
Dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı evliliğin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu, bir kısmının ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu –
Taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Boşanma davası devam ederken tarafların evlilik birliğini sürdürmek için bir araya gelmeleri dikkate alındığında, tarafların boşanma davasına konu olan kusurlu davranışları affettikleri, en azından hoşgörü ile karşıladıklarının kabulü gerekeceği, affedilen ya da hoşgörü ile karşılanan davranışların boşanma davasında taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, ceza davasına konu olan, boşanma davasından sonra gerçekleşen şiddet olayı ise ancak ayrı bir davanın konusu olabileceği –
Erkeğin eşine uyguladığı iddia edilen hakaret ve şiddet eylemi nedeniyle kamu davası açılmış ise de bu eylemlerin suç tarihinin dava tarihinden sonra olduğu bu sebeple bu davranışların kusur belirlemesine esas alınmaması gerekeceği - Evlilik birliği içerisinde erkeğin eşine hakaret edip, fiziksel şiddet uyguladığının kanıtlanmış olduğu ve davacının davalıya göre daha fazla kusurlu olduğu, davalının davaya itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı - Davalı kadın tarafından açılmış bir dava ya da karşı dava olmadığı halde, davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi gerekeceği –
Davalı-karşı davacı kadının da eşine hakaret edip aşağıladığı ve az da olsa kusurlu olduğu anlaşıldığından, davacı-karşı davalının da boşanma talebinin kabulü gerekeceği, ancak; davacı-karşı davalı erkek, kadının davasının kabulü ve boşanma hükmünü temyizin kapsamı dışında bırakmış ve boşanma hükmü usulen kesinleştiğinden, erkeğin boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığı ve davadaki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ile vekalet ücretine ilişkin karar verilmesi gerekeceği –
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki irade beyanlarından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığı, anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerekeceği - Ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonuca göre karar verilmesi gerekeceği –
Akıl hastalığı sebebine dayalı bir boşanma davası olmadığından, delillerin evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davası çerçevesinde değerlendirilip, hasıl olacak sonuca göre karar vermek gerekeceği –