Tarafların birbirlerine karşılıklı olarak müessir fiilde ya da hakarette bulunduğunun anlaşılması halinde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin varlığı ortaya çıkmış olduğundan, taraflardan birinin kusurunu, diğerinin kusurundan üstün tutmak mümkün olmayacağından, mahkemece tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekeceği–
Davalının sürekli olarak davacıya hakarette ve tehditte bulunduğunun, güven sarsıcı davranışlar sergilediğinin ya da davacıyı dövdüğünün anlaşılması halinde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin varlığı anlaşıldığından mahkemece tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekeceği–
Terk ve evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmaya ilişkin olarak açılan davada, davacı kocanın ihtar isteminde bulunmakla önceki olayları hoşgörü ile karşılamış ve ortak hayatın çekilebilir olduğunu kabul etmiş sayılacağı, ihtardan sonraki dönemde yeni olayların varlığı da iddia ve isbat olunmadığından, davanın reddi gerekeceği–
Eşlerden birinin bağımsız ev temin etmemesi, diğer eşin ise sürekli hakaret etmesi ve diğer eşe müessir fiilde bulunduğunun sabit olması halinde, taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliğin varlığı ortaya çıktığından, mahkemece boşanmaya karar verilmesi gerekeceği–
Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı boşanma davalarında, boşanma davasının reddinden sonra eşler 3 yıl bir araya gelmemişlerse boşanmaya karar verilmesi gerekeceği–