Tarafların, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilip, değiştirebileceği- Eşinin giyim tarzına, gideceği toplantılara ve görüşeceği kişilere müdahalelerde bulunmanın, sosyal şiddeti oluşturduğu; ayrıca evi, çocukları ve eşi ile ilgilenmeme vakıalarının da hükme esas alınabileceğinden, ilgili bölge adliye mahkemesince davacının davasının reddine karar verilesinin usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirdiği-
Davacı kadın ve davalı erkeğin, anlaşmalı olarak açılan davanın duruşma gününe kadar aynı evde ayrı odalarda kalmalarının, kadının doğum gününde beraber yemek yemelerinin; erkek tanığın, "davacı, davalıyı affetmedi hatta ben de affetmesi için ikna etmeye çalıştım" beyanı karşısında af olarak değerlendirilemeyeceği-
Feragat edilen dava evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak açılmışsa; anlaşmalı boşanma davasından feragatin, dava tarihinden önceki olayların affedildiği sonucunu doğurmayacağı, o halde; taraflardan birinin feragatle sonuçlanan anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıalara dayanarak herhangi bir boşanma sebebine dayalı olarak boşanma davası açabileceği, açılan davada anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıaların da kusur belirlemesinde dikkate alınması gerektiği-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasında; davalı erkeğe kusur olarak yüklenen, davacının vatandaşlık ve çalışma izni alabilmesi konusunda davalıya gerekli desteği sağlamama ve buna ilişkin işlemleri tamamlamama kusurlarının ispatlanamadığı, ancak davalıya kusur olarak yüklenen şiddet ve aşağılayıcı tavırlarda bulunduğu vakıalarının sabit olduğu; davacı kadının ise yemek yapmadığı, takma isimle kart bastırıp erkeklere masaj yapmaya gittiği, eve geç saatlerde geldiği, "başın kel, arkadaşlarım boşanırsan daha iyisini bulursun dediler" demek sureti ile hakaret ettiği, ayrıca davacı kadının üçüncü kişilerin yanında eşinin cinsel yönden yetersiz olduğunu söyleyerek eşini küçük düşürdüğü anlaşılmakta olup, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulünün gerektiği-
Zinanın mutlak boşanma sebebi olduğu ve boşanma nedeni olarak zina kabul edilmez ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise zinanın ispatlanması halinde zinaya dayalı boşanma kararı verilmesi gerektiği- Zina ile birlikte bir başka sebebe daha dayanılarak boşanma kararı verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Erkeğin yatak odasında cinsel içerikli videolar izlediği, bunu gören ve benim gözümde bittin diyen kadına; "keşke kadın yanımda olsaydı da gözünün önünde yapsaydım" dediği vakıasının ispatlanamaması, ancak diğer kusurlu davranışlara göre yine de erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılması halinde erkeğin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak görülen karşılıklı boşanma davasında; mevcut hastane kayıtları ile uzman raporlarına göre, hasta eşin bu hastalığa yakalanmasında kendi kusurunun bulunmadığı, evlilik öncesinde de bu hastalık nedeniyle bir uzman tanısının bulunmadığı, hastalığı nedeniyle başkasının bakımına muhtaç olmuş bir kişinin, birlik görevlerini yerine getirmemesi kusur olarak yüklenemeyeceği gibi bakım için anne evine bırakılması, aile içinde alınan bir karar sonucunda olduğuna göre de eşe birlikte yaşamaktan kaçınma şeklinde bir kusurun yüklenilmesinin doğru olmadığı; artık diğer eş tamamen kusurlu sayılacağı için, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği sabit olan hasta eş yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve ayrıca hasta eşin menfaatleri zedelendiği ve kişilik hakları saldırıya uğradığı için uygun miktarda maddi ve manevi tazminatın takdir edilmesi gerektiği-
Direnme olarak adlandırılan kararda önceki gerekçeden farklı olarak "davacı-birleşen davalı kadına aile ekonomik yönden zor bir dönem geçirirken lüks sayılabilecek harcamalar yapma" ve "davalı-birleşen davacı erkeğe ise eşine hakaret etme" vakıaları kusur olarak yüklenmişse de, mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı ve önceki kararın gerekçesi kusur yönünden değiştirildiğinden yeni hüküm niteliğinde olduğu ve yeni gerekçeye dayalı bu kararı temyizen inceleme görevinin Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olduğu-
Davalı erkeğe kusur olarak yüklenen eve bakmaması ile davacı kadına kusur olarak yüklenen erkeğin ailesinin eve gelmesini istemediği ve ev işlerini yapmadığı vakıalarının dayanak davaların açılmasından önce gerçekleşmesi halinde (önceki olaylara dayalı olarak) taraflara kusur yüklenemeyeceği- Reddedilen dayanak davalardan sonra, davalı erkeğin kadının adını internetteki cinsel içerikli sitelere uzun süre kalacak şekilde koyması ve kadının adını lekelemeye çalışması durumunda boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin ağır, davacı kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerektiği-
Evliliğin devamı sırasında affedilen ve hoş görülen olaylar boşanma davasında karşı taraf kusurlu olarak ileri sürülemeyeceği- Eşine hakaret eden ve eşyalarını da alıp git diyerek evden kovan erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurlu olduğu- Asgari ücretle çalıştığı anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedileceği-