Kadının, başka bir kişiyle duygusal ilişki içinde olduğu sabit ise ve erkeğin akrabasının, kadına karşı gerçekleştirdiği yaralama eylemine erkeğin sessiz kaldığı görülüyorsa kadının daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği- Erkek, her ne kadar akrabasının kadına karşı gerçekleştirdiği yaralama eylemine sessiz kalmış, bu durumda kadını savunmamışsa da kadının başka kimse ile duygusal ilişki içerisinde olmasının erkeğin haklarına saldırı olduğu-
Mahkemece yapılacak işin; davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde tebliği ile cevap dilekçesi sunma hakkı tanınması, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün tebliği, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti ile taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği taktirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirerek bir sonuca ulaşmaktan ibaret olduğu, açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin hüküm tesisinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu-
Açılan davada anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıaların da kusur belirlemesinde dikkate alınması gerekeceği, somut olayda, davalı kadın tarafından daha önce açılan ve feragat edilen dava, münhasıran TMK’nın 166/3 maddesine dayalı olarak açıldığına göre, anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıaların affedildiği anlamına gelmeyeceğinden, bu hususun gözetilerek karar verilmesi gerekeceği-
Boşanma hükmünde tarafların kimlik bilgilerine yer verilmemesinin usule aykırı olduğu-
Tanık beyanlarından davalı kadının sık sık çocuklarını bırakıp evi terk ettiği, kalp ameliyatı olan erkek ile ilgilenmediği, davacı erkeğin ise sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, fiziksel şiddet uyguladığı ve kadına hakaret ettiği anlaşıldığından, gerçekleşen bu duruma göre, erkeğin dava açmakta haklı olduğu-
Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan çelişkinin tek başına bozma sebebi oluşturduğu-
Tanık beyanı karşısında erkeğin kadına şiddet uyguladığının kabulü ile kadının davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Çocukların velayet altında olmayıp özgür iradeleriyle hareket ettikleri düşünüldüğünde "çocukların babalarıyla görüştürülmediğine" ilişkin vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği- Evlenen çocukların düğün davetiyelerine erkeğin isminin yazılmamasının kadına kusur olarak yüklenemeyeceği- Davalı kadının, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan davacı erkeğin geçirdiği hastalık sonucu erkeği ziyaret etmemesi ise tepkisel bir davranış niteliğinde olduğundan bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği-
2. HD. 02.06.2020 T. E: 1770, K: 2459-
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin irade beyanından dönebileceği, bu durumda anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerektiği-