HMK 297/2 maddesine göre; hakimin hükmünde, davadaki taleplerden her birini değerlendirerek taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi gerekeceği- Ortada bir asıl dava bir de birleşen dava bulunması halinde mahkemece, asıl dava ile birleşen dava ayrı ayrı değerlendirilerek her bir dava için ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken her iki davadan ayrı ayrı söz edilmeksizin hüküm verilmesi doğru olmadığı-
Davalı kadına kusur olarak yüklenen "eşinin haberi olmadan kürtaj yaptırma fiili"nin, davalı erkek tarafından öğrenilmesinin ardından, evlilik birliğinin iki yılı aşkın bir süre daha devam ettiği anlaşıldığından, davalının, bu fiili affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığının kabul edilmesi gerektiği- Velayeti anneye bırakılan tarafların müşterek çocuğa dair, babanın, kişisel ilişkide hakkını kullanacağı süre ve zamanı bilmesi gerektiği (HMK mad. 297/2)- Boşanma davasında cevap dilekçesi ile istenen maddi ve manevi tazminatın (TMK. mad. 174/1-2) boşanmanın fer'isi olup, ayrıca harca tabi olmayacağı-
Mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesinin hukuki dinlenilme hakkının gereği olduğu- Nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamayacağı- Mahkemece, davacı kadına talep ettiği ziynet eşyaların bedelleri üzerinden nispi harcın ikmali için süre verilmesi (Harçlar Kanunu m. 30-32) harç noksanlığı giderildiği takdirde, bu talebin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi, harcın ikmal edilmemesi halinde ise Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince işlem yapılması gerektiği-
Gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmış olduğundan, tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda ve buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerektiği-
HMK. mad. 297/2 gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu; mahkemece, HMK. mad.297'de ifade edilen hükmün kapsamına dair esaslar dikkate alınarak, tüm davalılar hakkındaki deliller tartışılıp sorumlulukları tespit edildikten sonra her davalı hakkında tek tek, gerekçeli ve infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken, “...bilirkişi raporunda belirtilen her davalı yönünden belirtilen miktarlar esas alınarak davalılardan müştereken alınıp davacıya verilmesine” şeklinde açık ve anlaşılır olmayan bir ifadeyle hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Sıra cetveline ilişkin şikayette, alacaklı sıfatı bulunmamasına rağmen, borçluya şikayet dilekçesinin tebliği ile gerekçeli karar başlığında "davalı" olarak gösterilmesinin doğru olmadığı- Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesinin, yeni sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirlemesi, yani, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, cetvelin hukuka uygun olmayan kısımlarının göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi gerektiğin- İptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında gerekçe tekrar edilmeden sıra cetvelinin iptaline karar vermekle yetinilmesi ve eda hükmü kurulmaması gerektiği-