Telif hakkına tecavüzün tespiti ile maddi ve manevi tazminat istemi-
Bölge Adliye Mahkemesi'nce, hüküm fıkrasında taraflar arasındaki sözleşmenin ekinde yer alan listelerdeki ariyetlere atıf yapılarak kabul kararı verilmişse de, davacı tarafça anılan listelerin sözleşme ekinde olmadığı, ancak teslim edilen ariyetlerin fatura ve teslim tesellüm listelerinin bulunduğundan bahisle itiraz edildiği, bu durumda mahkemece aynen iadesi kabul edilen ariyetlerin tek tek sıralanarak infazda tereddüt yaratmayacak biçimde hükme alınması gerekeceği-
Taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi- Cezai şart- KDV alacağı ve faiz- Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmasının isabetsiz olduğu-
Dava konusu taşınmazın yerel mahkemenin ilâmı ile 925,83 m²lik kısmının tapusunun iptaline karar verildiğinden 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi gereğince iptal edilen alanın bedeline hükmedilmesi gerekirken, arta kalan bölümünün konumu, yüzölçümü ve geometrik şekli dikkate alınarak değer düşüklüğü hesaplanmak suretiyle fazla bedel tespitinin doğru olmadığı- Dava konusu taşınmazın ada ve parsel numaralarının infazda tereddüt yaratacak şekilde yanlış yazılmasının doğru olmadığı- Davacının adının infazda teredüt yaratacak şekilde karar başlığında yanlış yazılmasının doğru olmadığı-
Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan çelişkinin tek başına bozma sebebi oluşturduğu- Taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulmasının zorunlu olduğu-
Hüküm ve gerekçe çelişkisi yaratılmadan, HMK'nin 297. maddesine uygun biçimde, gerekli unsurları içeren bir karar verilmesi gerektiği-
Hüküm fıkrasıyla hükmün gerekçesi açıkça çelişkili olduğundan infazda tereddüt olacağı-
Menfi tespit talebi ve itirazın iptali istemi- Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki- Hükmün tashihi-
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan olgunun mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği- Bozma ilamında belirtildiği üzere, sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan cezai şart bedeli üzerinden indirim yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, bir kısım borçluların icra emrine yönelik şikayetlerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, kendilerine muhtıra gönderilen borçlular ......., .......... ve .................’ye gönderilen muhtıraya yönelik şikayetin değerlendirilmesinde; kesinleşmiş olan yerel Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ilamının hüküm kısmı dikkate alınarak tanzim edilen, ............ tarihi itibariyle dosya hesabının yapıldığı ............... tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olduğundan, bu rapora göre karar verilmesi gerekirken; ilam hükmü yorumlanarak, takibe dayanak ilamdaki alacak miktarını miras hisselerine göre hesaplayan .............. tarihli bilirkişi raporu esas alınarak sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu- Sadece şikayetçi borçlular yönüyle hüküm kurulması gerekirken, şikayete konu muhtıra adı geçen ancak iş bu muhtıraya karşı şikayet yoluna başvurmayan diğer borçlular yönüyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı-