Mahkemece, kredi kartı alacağı için kurulan hükümde temerrüt faizi oranı belirtilmeksizin kararın infazında tereddüde yol açacak şekilde 45.732,52 TL kredi kartı alacağına Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasınca kredi kartları için belirlenen oranda temerrüt faizi işletilmek suretiyle takibin devamına karar verilmesinin yerinde olmadığı- Mahkemece, .................. tarihli kararda spot krediler ve kredili mevduat hesabı yönünden işlemiş faiz ile kredi kartı yönünden işlemiş faizin toplamı üzerinden 14.984,74 TL BSMV'nin tahsiline hükmolunduğu halde bu kez spot krediler ve kredili mevduat hesabı yönünden işlemiş faiz dikkate alınmadan sadece kredi kartı alacağına işleyen faizin BSMV'nin tahsiline hükmolunması ve 25.01.2018 tarihli kararda kredi kartı alacağı yönünden 46.045,88 TL asıl alacak, 4.092,55 TL işlemiş faiz üzerinden hüküm kurulduğu halde bu kez kredi kartı alacağı yönünden 45.732,52 TL asıl alacak, 1.575,03 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi suretiyle gerek asıl alacağın gerekse işlemiş faizin ve BSMV'nin daha düşük belirlenmesi, buna göre de daha düşük miktardaki asıl alacağın icra inkar tazminatına esas alınması davacı yararına oluşan usuli müktesep hakka aykırılık taşıdığından kararın bozulması gerekeceği-
Sigorta şirketinin sorumlu olduğu tazminat miktarı hakkında infazda tereddüt oluşturmayacak karar verilmesi gerektiği-
Aktüer raporundaki hesaplamanın, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanmak suretiyle yapılacağı- Bozma ilamına uyulmasına karar verildiğinden denetlenebilir ve infaz edilebilir bir şekilde, asıl talep ve feriler dahil olacak şekilde yeniden hüküm kurulması gerektiği-
Bozma sonrası verilen hükümde, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde belirtilmesi ve infazı kabil hüküm kurulması gerektiği-
Hükmün sonuç kısmında taleplerin her bir hakkında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde karar verilmesi gerektiği-
İtiraz Hakem Heyeti'nce Yargıtay denetimine elverişli ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde gerekçeli bir karar verilmek üzere hükmün re’sen bozulması gerektiği-
Kaza tarihinde murisin yolcu olarak bulunduğu 34 SDR 39 plakalı otomobilin kaza tarihinde geçerli bir ZMMS poliçesi bulunup bulunmadığı, poliçe priminin yada taksitli ise ilk priminin ödenip ödenmediği hususlarının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
ZMSS poliçesi ile teminat altına alınan araçların karıştığı trafik kazası sonucunda davacıların eşi ve babası olan M.İ'nin ölmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davada; davacılar vekili tarafından dava dilekçesi ve bedel artırım dilekçesinde her bir davacı için ayrı ayrı tazminat talep edildiği, ancak Uyuşmazlık Hakem Heyetince her bir davacı yönünden ayrı ayrı hükmedilen miktarlar gösterilmeksizin toplam şekilde davacılar yararına tazminata hükmedilmesinin isabetli olmadığı-
İtiraz Hakem Heyetince her bir davacı için hükmedilen miktar ayrı ayrı gösterilmek suretiyle hüküm tesis edilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi doğru görülmediği-
Borçlu Belediye'nin ............. Defterdarlığındaki payları üzerine haciz konulmuş olup, 4706 sayılı Kanun'un 5. maddesine istinaden Hazine taşınmazlarının satışından elde edilen paralardan bu Kanuna istinaden belediyeye ayrılan payların haczinin mümkün olmadığı- Şikayetçi borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda, icra vekalet ücreti ve tahsil harcının maktu alınmasına yönelik talebin müdürlük kararı ile reddedildiğini ileri sürerek şikayet dilekçesinin sonuç kısmında müdürlük işleminin iptali ile icra vekalet ücreti ve tahsil harcının maktu olarak hesaplanmasına karar verilmesini talep ettiğinin, mahkemece anılan şikayet hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğinin anlaşıldığı, o halde, mahkemece, anılan şikayet sebebi hakkında daha önce olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmemesi sebebiyle önceki bozma ilâmı kapsamında yazılı şekilde karar verilmesi alacaklı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağından, HMK'nın 297/2 maddesi uyarınca borçlunun bu şikayeti hakkında bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu- Alacaklılardan ............'ın ........... tarihinde vefat ettiği anlaşılmış olup, buna rağmen mirasçılarından ......... ve ................ yargılamaya dahil edilmeksizin şikayetin incelenerek sonuçlandırılmasının doğru olmadığı-