Sonradan yazılacak gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı-
Gerekçeli kararda, "istinaf kanun yoluna başvuru süresi 15 gün olarak" belirtildiğinden, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf sebeplerinin esastan incelenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, davalının mahkemeye erişim hakkını zedeleyecek şekilde, istinaf dilekçesinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmediği-
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir...
Bozma uyarınca İtiraz Hakem Heyetince bozmaya uygun olarak esas hakkında uyuşmazlığı sona erdirecek, infaza elverişli bir karar verilmesi gerekeceği, somut olayda; Daire bozmasından sonra İtiraz Hakem Heyeti tarafından bozma kararı doğrultusunda uyuşmazlığı sona erdirecek ve infaza elverişli yeni bir hüküm oluşturulması gerekirken ''davalının itirazının reddine" şeklinde karar verilmekle yetinilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olmadığı-
Bozma uyarınca İtiraz Hakem Heyetince bozmaya uygun olarak esas hakkında uyuşmazlığı sona erdirecek, infaza elverişli bir karar verilmesi gerekeceği, somut olayda; Daire bozmasından sonra İtiraz Hakem Heyeti tarafından bozma kararı doğrultusunda uyuşmazlığı sona erdirecek ve infaza elverişli yeni bir hüküm oluşturulması gerekirken "21.09.2020 tarih 2020/İHK-16336 sayılı hakem kararının aynen infazına" şeklinde karar verilmekle yetinilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olmadığı-
Daire bozmasından sonra İtiraz Hakem Heyeti tarafından bozma kararı doğrultusunda uyuşmazlığı sona erdirecek ve infaza elverişli yeni bir hüküm oluşturulması gerekirken ''davalının itirazının kısmen kabul kısmen reddi ile; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının sonuç kısmının 3 nolu bendinde yazılı ibarenin çıkarılarak yerine ''4.256,67 TL'' ibarelerinin yazılıp buna göre infazına, kararın bu şekilde düzeltilmesine ve kararın diğer bölümlerinin aynen geçerli olduğuna " şeklinde karar verilmekle yetinilmiş olmasının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, hükmün açıklanan nedenle bozulması gerektiği-
Bozma sonrasında İtiraz Hakem Heyetince bozma doğrultusunda yeniden karar verilmesi gerektiği-
Açık, şüphe ve infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde, infazı kabil hüküm kurulması gerektiği-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 20/1'inci maddesinde belirtilen iki haftalık süre özel hukuk yargılamasına ilişkin usule dair Genel Kanun'da açıkça belirtilmiş olduğundan bu sürenin kararda açıkça gösterilmemiş olması mahkemeye erişim hakkının ihlaline neden olmayacağı-
Mahkemenin esasa ilişkin ilk kararının temyizi sonrasında Yargıtay ..... Hukuk Dairesinin .......... sayılı ilamı ile; davacı vekilinin icra inkar tazminatına hasren temyiz itirazlarının kabulü ile "...takip tarihi itibarı ile %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, %20 oranında karar verilmesi doğru değildir." gerekçesi ile davacı lehine bozulması ve bu bozma ilamına uyulması karşısında karardaki davalı lehine hükmedilen %20 oranındaki icra inkar tazminatı yönünden davacılar lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu, oluşan usulü kazanılmış hak nedeni ile bozmaya uyularak verilen yeni kararda davalı lehine hükmedilecek icra inkar tazminatının %20 oranı geçemeyeceği, bozma sonrası kararda davalı lehine %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin davacılar lehine oluşan usulü kazanılmış hakkın ihlali olup hatalı olduğu- Davacının yargılama sırasında ölümü üzerine davaya mirasçıların devam etmesi karşısında, hükmün "davacılar" denilerek oluşturulması gerekirken "davacı" denilerek oluşturulmasının "...hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde oluşturulmasını.." emreden HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olup, bu hususlar bozma sebebi ise de, bu yanlışlıkların giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-