Davanın “ipoteğin fekki” istemine ilişkin olup, niteliği itibarıyla nisbi harca tabi davalardan olduğu ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28., 30. ve 32. maddeleri uyarınca eksik harç tamamlanmadıkça müteakip işlemlere devam edilemeyeceği gözetilmeden, dava değeri saptanıp, eksik harç tamamlattırılmadan yargılamaya devam edilmesi doğru değildir. Kabule göre de ipotek akdi içeriğinden ipoteğin davalı bankanın merkez ve şubeleri ile özellikle Küçüksaat Şubesinde doğmuş ve doğacak alacakların teminatı olarak verildiği anlaşıldığı halde, kefaletin teminatı gibi kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının da hükmün bozulmasına neden olacağı-
Limit (teminat) ipoteklerinde, limitte gösterilen borcun ödenmesi halinde mahkemece ‘ipoteğin kaldırılması’ gerekeceği–
İpoteğin kaldırılması davasında, ‘vade farkı alacağına ilişkin’ olarak başka mahkemede açılmış olan davanın sonucunun, bekletici mesele yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği–
Genel mahkemece ‘yatırılmış olan ipotek bedeli karşılığında ipoteklerin kaldırılmasına, davacı tarafça yatırılmış olan …. TL ipotek bedelinin, kararın kesinleşmesi halinde davalı …. Bankasına ödenmesine’ dair verilmiş olan kararda bir usulsüzlük bulunmadığı–
İpoteğin ‘beş ay vadeli ve faizsiz olarak’ konulmuş olması halinde, akit tablosunda yer alana ‘beş aylık vade’ teriminin, faiz ödemeden geçecek zamanı ifade etmekte olup, bu dönemin geçmesinden sonra, talep tarihine kadar işlemiş faizlerin ana para ile birlikte yatırılması halinde, ipoteğin kaldırılmasına karar verilebileceği–
Kural olarak, taşınmaz rehni sözleşmesinin resmi şekilde yapılacağı, taşınmaz rehni sözleşmesinin yer aldığı resmi senedin tapu memuru tarafından düzenlenmesinin zorunlu olduğu, resmi şekil bir geçerlilik şartı olduğundan, bu şarta uyulmadan yapılan sözleşmelerin geçersiz sayılacağı-
İpoteğin 6.000.000.000 TL’lik ‘limit ipoteği’ olarak kurulmuş olması halinde, taşınmazın sorumluluğunun faiz, masraf vs. gibi eklentiler de dahil olmak üzere 6.000.000.000 TL ile sınırlı olacağından, bu miktarın yatırılması ile ‘ipoteğin kaldırılmasına’ karar verilmesi gerekeceği–
Alacaklı tarafından talep edilen ve şikayet edilmeksizin kesinleşen faiz oranı da gözetilerek, tüm ipotekli borcun yatırılması sağlandıktan sonra ‘ipoteğin kaldırılmasına’ karar verilmesi gerekeceği–
Kaldırılması istenen ipoteğin, kadastro çalışmaları sonucunda taşınmaz üzerine konulan ‘kanuni ipotek’ niteliğinde bulunması halinde, İİK’nun 153/II maddesinin uygulama alanı bulamayacağı–