; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi ve ecrimisil istekleri-
Usul hukukumuzda dahili dava müessesesi bulunmayıp, HUMK'nun 49-52 nci maddeleri (6100 S.HMK.md.61 vd.) uyarınca, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişi, dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı gibi, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı ve husumetin mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiği gözetilmeden hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan ve davada taraf sıfatı taşımayan dahili davalı konumundaki kurum hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İşe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayandığının belirlenmesi halinde mahkemece davanın hemen reddedilmemesi, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmesi; verilen süre içinde, diğer dava arkadaşına teşmil edilirse davaya devam edilmesi, aksi halde davanın usulden reddedilmesi gerektiği- Taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına yönelik olarak yapılacak inceleme sonucunda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna aykırı olarak kurulması veya muvazaaya dayanması nedeni ile feshin geçersizliğine yönelik kararın gerçek işveren hakkında kurulması, geçersiz veya muvazaaya dayalı ilişkinin diğer tarafı hakkında sıfat yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesi; HMK mad. 327/2 uyarınca taraf sıfatı olmadığı halde davacıyı, davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltarak kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet verdiği için, davanın sıfat yokluğu nedeni ile hakkındaki davanın reddine karar verilen taraf lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi gerektiği-
Takip tarihinden önce muris borçlunun vefat ettiği, takibin usulünce mirasçılara yöneltilmesinin istenmesi gerekirken, bu husus yerine getirilmeksizin, icra müdürlüğünce, doğrudan mirasçılara ödeme emri tebliğ edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- İİK'nun 53/1. maddesi uyarınca borçlunun ölümü ile birlikte (3) günlük sürenin bitiminden itibaren başlayacak olan TMK'nun 606. maddesinde yazılı süre geçmeden mirasçılar aleyhine takip yapılmasının da mümkün olmadığı-
Geçit hakkı tesisine ilişkin davalarda aleyhine geçit kurulacak taşınmazların zorunluluk olmadıkça bölünmemesi, ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması gerektiği- Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği-
Davalı Kurumca olayın iş kazası olduğundan bahisle yapılan masrafların istenilmesine ilişkin kurum işleminin iptali, olayın iş kazası olmadığının tespiti ve davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemi- Husumet konusunun, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği- Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği-
Bozma sonrasında davacılar tarafından eksik harcın ikmal edilmesinin vekalet ücreti bakımından davalı aleyhine hukuki bir durum yaratmayacağı- Davacıya ait bağımsız bölümün vaziyet planındaki yerinin belirlenmesi, davalıya ait binanın bu alanda kalıp kalmadığının, ya da ne kadarının tecavüzlü olduğunun açıklığa kavuşturulması, infaza elverişli bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği-
Husumet konusunun, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği- Meslekte kazanma gücünün tespiti ile gelir bağlanmasına yönelik davada alınacak karar ile, iş kazası sonucu bağlanan gelirin miktarında değişiklik meydana gelebilecek, işverenin kusurlu olması halinde Kurumca işverene rücu edilecek olması, davanın işverenin de hak alanını ilgilendirmesi nedeniyle, HMK. mad. 124. uyarınca usulüne belirlenecek işveren kişi veya kişilere husumet yöneltilerek deliller toplandıktan sonra sonuca göre hüküm kurulması gerektiği-
Endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmişse de, davacı, davadan önce delil tespiti talebinde bulunmuş, davalı bu dosyaya ibraz ettiği dilekçede keşfin yokluğunda yapıldığını, bilirkişi raporunun usul, yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, esas hakkında dava açıldığında ayrıntılı itirazlarını sunacağını belirtmiş, fakat husumete itiraz etmemiş olup ihtiyati tedbir infaz tutanağında da makinanın üretimi ve satışının tedbiren durdurulması hususunda gerekli ihtarat kendisine yapıldığı halde, makinenin kendisi tarafından üretilmediği yönünde bir beyanda bulunmamış, aleyhine tedbir istenen sıfatı ile tutanağı imzalamış oldğundan, davacının dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü ile HMK. mad. 124/3 uyarınca davalının dava konusu makineyi ürettiği ileri sürülen şirket olarak değiştirilmesi gerektiği-
Tüzel kişiliği olmayan okul aile birliğinin davada taraf ehliyetinin bulunmadığı ve bu davanın Milli Eğitim Bakanlığı adına açıldığının kabulü gerekeceği-