İcra takibine konu senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin davada, takibin durdurulması talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemi uyuşmazlık konusu olup, davacı tarafın, davaya ve takibe konu senetteki imzaya ve senet miktarına bir itirazı bulunmadığı, davacı, senedin ipotek tesisinden sonra iade edilmek üzere davalıya verildiğini, davalı tarafından yırtıldığı intiba uyandırılarak elde tutulduğunu ve sonrasında da icra takibinde bulunulduğunun iddia edildiği, davacının senetteki imzaya ve miktara bir itirazı bulunmayıp, somut olayda; HMK'nın 209/1 maddesinin uygulanma yerinin bulunmadığı- İİK'nın 72/3 maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesinin icra takibinin durdurulması talebinin reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Grafolog bilirkişi raporuna göre; senetteki imzanın davacıya ait olduğu yönünde görüş belirtilmiş olup bu aşamada davacı tarafça aksi yönde delil ibraz edilmediğinden,   tedbirin kaldırılması kararının yerinde olduğu-
Sadece imzaya itiraz şeklindeki sahtecilik iddialarına dayanarak HMK'nın 209. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilemeyecek ise de; takibe konu senedin sahte olduğunun ceza mahkemesi yargılaması ile ortaya çıkması veya savcılık soruşturması sırasında bu yönde önemli bir delile ulaşılması halinde sahtecilik iddiasının soyut bir iddia olmaktan çıktığı kabul edilerek HMK'nın 389, 209/1 ve 72/2 maddeleri nazara alınarak takibib durdurulabileceği- Davacının sahtecilik iddiası soyut bir iddia olmaktan çıkıp somut bir hal aldığında, mahkemenin açılan davayı sadece İİK'nın 72. maddesine göre açılmış bir dava olması nedeniyle bu maddede öngörülen tedbirler dışındaki tedbirleri uygulamaması davacının sahte senede dayalı başlatılan takip nedeniyle ileride telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasına yol açabileceğinden mahkemenin HMK'nın 389 vd. ve 209. maddeleriyle İİK'nın 72. maddesini birlikte değerlendirerek bir karar verilmesi gerektiği- Somut olayda; davacı her ne kadar savcılığa suç duyurusunda bulunmuş ise de, sahtecilik iddiası soyut iddialara dayanmakta olup, İlk Derece Mahkemesinin de bu durumu değerlendirerek icra takibinin HMK'nın 209. maddesi uyarınca teminatsız durdurulması talebini reddetmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği-
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması istemine ilişkin davada, İİK'nın 72/3. maddesine göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ve ancak borçlunun gecikmeden doğan zararı karşılamak ve alacağın %15'inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile ödenen icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir isteyebileceğinden davacı taraf dava dilekçesinde sadece takibin durdurulmasını değil icra işlemlerinin durdurulması yönünde tedbir talebinde bulunduğundan istemin İİK'nın 72/3. maddesindeki ihtiyati tedbir yolu ile ödenen icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi konusundaki tedbiri de içerdiği anlaşıldığından davacı vekilinin ilk derece mahkemesi ara kararına karşı istinaf başvurusunun kısmen kabulünün gerektiği-
Ağır ceza mahkemesi dosyasında, takip konusu bonolarda keşideci sıfatıyla imzası bulunanın ölen mirasçılarından davacının katılanı olduğu, davalının "kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle dolandırcılık, bedelsiz senedi kullanma" suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanıkların keşidecinin demans hastalığından yararlanarak kandırıp senet düzenleyip imzalatarak icra takibine geçmeleri nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği; bonolardaki geçersizlik iddiasının imza inkarı dışında bir nedene dayanması durumunda İİK'da özel bir düzenleme bulunmadığından mahkemenin HMK'nın 209/1. maddesi ile HMK 389 vd. maddeleri nazara alarak takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin mümkün olduğu- İlk Derece Mahkemesinin bu durumu değerlendirmeden davacının icra takibinden sonra açtığı menfi tespit davasında İİK'nın 72/3. maddesi uyarınca icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddi ile yalnız icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki kararının yerinde olmadığı- İcra takibinin teminat alınmaksızın HMK'nın 209/1. ve HMK'nın 389. maddeleri uyarınca tedbiren durdurulmasına karar vermek gerektiği-
Sanık hakkında müştekinin yaşlılığından ve yalnızlığından istifade ederek aldığı vekaletnameler ile paralarını kullanma eyleminin basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, müştekiye bir takım yalanlar ile senet imzalattığı, bu senedi de imzaya koyarak haciz işlemi yaptığı yaptığı gerekçesi ile dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına karar verildiği- Davalı alacaklı hakkında takibe konu bono nedeni ile dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararı verilmiş bulunmasına göre HMK'nın 209.maddesi gereğince tedbir talebinin teminatsız olarak kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İİK 72/2 maddesi gereğince ihtiyati tedbir talebi incelenirken geçici hukuki koruma kararlarının genel olarak düzenlendiği, HMK'nun 390(3) gereği de tedbir talep eden tarafın ihtiyati tedbir sebebi ile türünü açıkça belirtmek ve haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, İhtiyati tedbir isteyenin imza inkarına dayalı sahtelik iddiasının talep dilekçesi ekinde ödememe protesto evrakından başkaca bir evrak sunulmayıp imzaya itirazın değerlendirilebileceği bir kanaate varmaya yarar hiçbir delil sunulmadığı, dosya mevcudu itibariyle ihtiyati tedbir koşullarının mevcut olduğunun söylenemeyeceği-
 Davacı  takip borçlusu tarafından takip dayanağı senedin sahte olarak oluşturulduğu iddiası ile açılan menfi tespit davasında, ayrıca davacı takip borçlusu  tarafından davalı alacaklı aleyhinde  soruşturma dosyasının açılmış olduğu anlaşılmış olup,  dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre HMK'nun 209.maddesi kapsamında davacı iddialarının yaklaşık olarak ispat edildiği kabul edilerek ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi  gerektiği-
Senede dayalı icra takibinden sonra borçlu bulunmadığının tespiti amacıyla açılan menfi tespit davasında teminatsız takibin durdurulmasına karar verilip verilemeyeceği hususuna ilişkin davada, yargılamanın HMK'da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu bonoların sahte olarak üretildiğine ilişkin Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı, burada alınan raporda bonoda tahrifat yapıldığı belirlendiği, bu açıdan HMK 390. maddesi kapsamında “kesin ispat” koşulu sağlanıncaya kadar “yaklaşık ispat” koşulu sağlandığından ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmesine, davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, HMK'nun 209 ve 389. maddeleri gereğince icra takibinin durdurulmasına, menfi tespit talebinin reddi halinde alacaklı lehine gecikme nedeniyle %20 tazminata hükmedileceğinden ve tazminat öncelikle ihtiyati tedbir nedeniyle alınacak teminattan karşılanacağından davacıdan takdiren %20 teminat alınmasına karar verilmesi gerektiği-