Somut olayda, taraf vekillerinin itiraz ve itiraza cevap dilekçeleri ve ekindeki belgelerden, ihtiyati haciz kararı verildikten sonra itiraz eden borçlu tarafından aynı mahkemede 2021/251 E. kayıtlı ihtiyati hacze dayanak bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti davası açıldığı, (menfi tespit davasında da borçlu İİK 72/3 maddesine göre ihtiyati tedbir kararı almış olup, alacaklının itirazı üzerine söz konusu 2021/251 E. Sayılı dosyada aynı tarihte ihtiyati tedbire itirazın müraafası yapılmıştır); işbu ihtiyati hacze itirazın da esas hakkında dava açılması nedeniyle menfi tespit davasının açıldığı 2021/251 E. Sayılı dava üzerinden incelenmesi gerektiği anlaşılmakla, ihtiyati hacze itirazın incelenmesi için dosyanın esas hakkında açılan menfi tespit davasında görülmesi gerekirken değişik iş dosyası üzerinden görülerek sonuçlandırılmasının yerinde olmadığı-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin, HMK. mad. 209 uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı, anılan hükmün, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin delil olarak kullanılamayacağını öngördüğü, icra takibine etkisinin olmadığı- Menfi tespit davasında, İİK. mad. 72 uyarınca ihtiyati tedbir talep edilmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 72. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, uyuşmazlık ihtiyati tedbire itirazın reddi kararına yönelik olup, davalı vekilinin o dönem istinaf dilekçesi olarak sunduğu ve dairemizce itiraz dilekçesi olarak değerlendirilen dilekçenin alt kısmında da görüleceği üzere 23/03/2020 tarihinde UYAP'ta oluşturulduğu, dolayısıyla bir haftalık itiraz süresinin geçirildikten sonra verildiği, kaldı ki 27/02/2020 tarihli itirazın reddi kararının HMK'nun 396. maddesi uyarınca durum ve koşulların değişmesi nedeniyle verildiği, bu şekildeki kararların da istinaf kanun yoluna tabi olmayıp itiraz kanun yoluna tabi olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin esasa dair istinaf talepleri incelenmeksizin usulden reddine karar vermek gerektiği-
Borçlunun sahtelik nedenine dayalı olarak açtığı menfi tespit davası, İİK. mad. 72 kapsamında bir dava olduğundan, anılan maddedeki usule göre mahkemeden alınacak ihtiyati tedbir kararı ile icra takibinin durdurulabileceği- Sahtelik nedeniyle açılan menfi tespit davası gibi, cumhuriyet savcılığına aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan davanın da kendiliğinden icra takibini durdurmayacağı ve bekletici mesele yapılamayacağı- Cumhuriyet savcılığı veya ceza mahkemesince tedbir kararı verilirse icra takibinin durdurulabileceği- Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin HMK'nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı, bu hüküm, genel mahkemelerde açılan davalarda, senedin delil olarak kullanılamayacağını öngördüğü, icra takibine etkisinin olmadığı-
Davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğinde olduğu, ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ancak borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15'inden aşağı olmamak üzere teminat göstermesi halinde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilebileceği, mahkemece verilen "takibin durdurulmasına yönelik talebin reddine" dair kararda isabetsizlik bulunmadığı, o halde mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun esastan reddinin gerektiği-
İİK'nın 16. maddesi uyarınca icra memur işlemini şikayete ilişkin davada, Cumhuriyet Savcılığına yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan davanın kendiliğinden icra takibini durdurmayacağı ve bekletici mesele yapılamayacağı,  borçlu tarafından İİK'nın 72/3. maddesi koşullarında menfi tespit davası açılması halinde alacağın %15'inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesinin istenebileceği, mahkemece verilen tedbir kararının İİK'nın 72/3. maddesi uyarınca verilmiş olduğu ve ve ayrıca takibin durdurulması kararı verilmediği-
Davanın menfi tespit istemine ilişkin, istinafa konu kararın ise HMK'nun 209. maddesi gereğince takibin teminatsız durdurulması talebinin reddine ilişkin ara karar olduğu; davacının takibin HMK'nun 209/1. maddesi uyarınca teminatsız durdurulması talebinin reddine karar verildiği, ancak davacı vekili, dava konusu çekin üzerindeki kaşenin gerçeği yansıtmadığını ve savcılığına suç duyurusunda bulunduklarını belirtmiş ise de, henüz soyut nitelikte olan, somut hal almayan takibe konu senedin sahteliği veya imzaya itiraz iddialarının HMK'nun 209/1. maddesi uyarınca takibin durdurulması için yeterli olmadığı-
Sahtelik iddiasına dayalı menfi tespit istemlerinde imzanın sahteliğinin iddia edilmesi halinde HMK'nın 209. maddesinin özel düzenleme niteliğinde olması nedeniyle, tedbir taleplerinin bu maddedeki koşullar göz önünde bulundurulmak suretiyle değerlendirilmesi gerektiği- Senedin takibe konu edildiği icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbire ilişkin davada, uyuşmazlık konusu tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmakta olup; dava konusu senedin tanzim tarihi itibariyle kooperatif yetkilisi tarafından düzenlenmediği anlaşılmakla, tedbir talebinin kabulü gerektiği-
İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılması talebi-
Değişen delil durumuna göre yargılamanın her aşamasında tedbir kararı verilmesi, tedbirin kaldırılması veya değiştirilmesi mümkün olduğundan, delil durumuna göre tedbirle ilgili yeniden karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, ilk Derece Mahkemesinin davacının sahtecilikle ilgili iddialarının açılan ceza davalarıyla somut hale geldiğini değerlendirmeden davacının HMK 209. maddesi uyarınca icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermesinin yerinde görülmediği-