İcra takibinden sonra açılan yazı veya imza inkarına dayalı menfi tespit davalarında takip dayanağı belgedeki imzaya ve yazıya itiraz bulunduğu takdirde bu konuda özel hüküm olan HMK’nın 209.maddesinin uygulanması gerektiği-
Takipten sonra açılan menfi tespit davasında HMK mad. 209 hükmünün uygulanabileceği, takibin durdurulası bakımından yaklaşık ispat ölçütünün dikkate alınacağı-
Senedin sahteliği iddiası ile açılan menfi tespit davasında keşidecinin İstanbul ve İzmir'de bulunan taşınmazları ile ilgili kayyumluk(koruma) kararı verilmesi nedeniyle bu taşınmazların 3. kişilere devrinin engellenmesine yönelik tedbir istemine ilişkin uyuşmazlıkta, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili gaibliği nedeniyle taşınmazları ile ilgili olarak kayyumluk kararı alınan keşidecinin İzmir Çiğilideki taşınmazlarına ilk derece mahkemesinin istinafa konu tedbir kararından sonra ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu ve mahkemece istinaf sebebi teşkil eden konularda tedbir kararı aldıklarını istinaf talebinin konusuz kaldığını beyan etmiştir, İlk derece mahkemesinin kararını istinaf eden ihtiyati tedbir talep eden davacının beyanı nazara alındığında istinaf talebi konusuz kalmış olduğu-
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, daire önüne gelen uyuşmazlığın ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddi kararına yönelik olduğu- Mahkemede dava konusu olan bononun takip dosyasına konu yapılan 3.000.000,00 USD bedelli bono olduğu, temlik alan vekilince gerekçe yapılan adli tıp kurumunun raporunun Ağır Ceza Mahkemesi'nin talebi üzerine düzenlendiği ve o davadaki takibin takip dosyasına konu 3.000.000,00 USD bedelli bono olduğu, buna göre adli tıp kurumu raporunun dava konusu bono ile ilgili uyuşmazlığın çözümü için yeterli içeriği taşımadığı, eldeki dava konusu bono için henüz bir rapor düzenlenmediği gerekçeleriyle temlik alanın talebin reddine karar verilmiş, kararı temlik alanın, davalıların İİK'nun 72/3 maddesi uyarınca %115 teminat yatırması gerektiğini belirterek tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine karar verildiği-
Sahtecilik nedenine dayalı menfi tespit davasında, HMK'nun 209.maddesi kapsamında farklı bilirkişi raporları olması hatta imzanın sahte olmadığına ilişkin raporların varlığı gözetildiğinde, mahkemenin yaklaşık ispat kuralını da gözeterek ihtiyati tedbir talebini reddetmesinde yasaya aykırı yön bulunmadığı- Davacının dava konusu senedin ortaklık pay ve prim alacağı davası nedeniyle verildiği, alacağın Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporuna binaen senetteki bedel kadar borçlu olmadığını iddia ederek İİK’nun 72/3.maddesine dayanarak tedbir talebinde bulunduğu, davacının talebi İİK 72/3 kapsamında olduğundan HMK 209. Madde kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği-
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında HMK mad. 209 uyarınca takibin durdurulması şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği-
Hakkında tedbir kararı verilen davalı-son hamilin kişisel defilerin varlığını bile bile TTK'nun 687/1. maddesi gereğince borçlu keşideci ve lehtar zararına çeki iktisap ettiği iddia edildiği ve taraf olarak davada yer aldığı yaklaşık ispat ölçüsünde taraf delillerinin değerlendirileceği tabi olup verilen tedbir kararının karşılıklı hak ve menfaat dengelerine uygun bulunduğu, yapılan itirazın yerinde olmadığı ve mevcut hukuki durumun korunmasının ileride telafisi imkansız zararların doğmasını önleyeceği gözetilerek, ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği-
Menfi tespit davasında HMK'nun 209.maddesi uyarınca takibin durdurulması şeklinde bir ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve buna yönelen itirazın reddi usul ve yasaya aykırı olup, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince İİK'nun 72/3 maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesi gerektiği-
Senedin irade dışı ele geçirilerek fiili gerçeklere aykırı düzenlendiği iddialarına dayalı olarak açılan menfi tespit davasında davacının senetteki yazı ve imzaların sahte olarak düzenlendiği veya mevcut yazı veya imzalarda sahtecilik yapıldığına ilişkin bir iddiası olmadığından, davacı iddialarının özel düzenleme niteliğindeki HMK'nun 209.maddesi kapsamında imza ve yazıda sahtecilik olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı- İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddiaların istinaf aşamasında ileri sürülmesi mümkün olmadığından, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen İİK'nun 72/3.maddesi gereğince icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiği-
İmza inkarında yaklaşık ispata itibar edilerek ihtiyati tedbir kararı verildiğine göre, imzanın borçlu-davacıya ait çıkabileceği gözardı edilmemelidir, bu nedenle, menfi tespit davasının dava alacaklı lehine sonuçlandığı takdirde, tedbir nedeniyle alacağını geç almış alacaklı lehine yüzde yirmi tazminata hükmedileceği ve tazminatın öncelikle gösterilen teminattan karşılanacağı gözetilerek yüzde yirmi teminat alınması gerektiği-