İİK'nun 72. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasında, uyuşmazlığın ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yönelik olup, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı- Somut olayda davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi İİK'nun 72/3. maddesi uyarınca, kabul edildiğinden ve İİK'nun 72/3. maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit davasında tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, davacı vekilinin bu aşamada istinaf talebinde hukuki yararı kalmadığı anlaşıldığı-
Sahtelik sebebiyle açılan menfi tespit davası gibi, cumhuriyet savcılığına aynı sebeple yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmayacağı gibi bekletici mesele de yapılamayacağı, Ancak cumhuriyet savcılığı veya ceza mahkemesince tedbir kararı verilirse icra takibinin durdurulabileceği- Borçluların ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede icra mahkemesine takibe konu bonoda tahrifat yapıldığına dair bir başvurusu bulunmadığı gibi borçluların bu iddiası İİK'nun 169/a maddesindeki borca itiraz niteliğinde olup ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içerisinde icra mahkemesine bu yönde yapılmış bir başvuru olması halinde icra mahkemesince incelenmesi mümkün olduğu, Didim Cumhuriyet Başsavcılığı'nca verilmiş takiplerin durdurulmasına yönelik tedbir karar da mevcut olmadığından itirazın reddi gerektiği-
İİK'nın 72/3. maddesi gereğince, icra takibinden sonra açılan senedin sahte olarak oluşturulduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasında tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilip verilemeyeceği-
Menfi tespit davasında, "dava sonuna kadar %15 teminat karşılığı nakdi veya kati süresiz teminat mektubu karşılığı İİK 72/2 md. uyarınca takibin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına" biçiminde ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de, bu tedbir kararının temel ilişki dışındaki cirantaları da kapsayacak nitelikte olduğu, oysa ancak kötüniyetli hareket edildiğinin sabit olması durumunda böyle bir tedbir kararı verilebileceği- Bu halde, ihtiyati tedbir isteminin takdiren çek bedelleri toplamının %15'i oranında teminat karşılığı kabulü ile teminat yatırıldığında dava konusu çek'lerin sadece davalı tarafından icraya konulmasının tedbiren önlenmesine yönelik karar verilmesi gerektiği-
Kambiyo vasfına haiz olmadığından bahisle açılan menfi tespit davasında, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talebin HMK'nun 394. maddesi uyarınca; taraflar duruşmaya çağrılıp, itiraz edilen tedbir kararına karşı gerekli incelemenin yapılması gerektiği, düzenlemenin emredici nitelikte olduğu anlaşılmakla; istinaf talebinin bu açıdan kabulünün gerektiği-
Takip konusu senedin sahte imza ile düzenlendiğine ilişkin Başsavcılığının soruşturma dosyası imza sirküleri gözönünde bulundurularak yaklaşık ispat koşulu sağlandığından ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiği- Davacının İİK'nun 72/3.maddesi gereğince icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir talebinde bulunduğu, dolasıyla HMK'nun 26.maddesi gereğince taleple bağlılık kuralı gözönünde bulundurularak ihtiyati tedbir talebinin bu kapsamda değerlendirilerek kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmesinin doğru görülmediği-
Kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibine istinaden açılan menfi tespit davasında, takibe dayanak bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı iddia edildiğinden, bonodaki imza ile vekaletnamedeki imza çıplak göz ile incelenerek kıyaslandığında aralarında farklılık bulunduğu görüldüğünden, davacının tedbir talebinin yerinde olduğu kabul edilerek, HMK'nun 209. maddesi gereğince; %20 teminat mukabilinde takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiği-
İİK'nun 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, HMK'nun 209. maddesi gereğince; davacı tarafından senedin şirket yetkilisi olmayan kişi tarafından sahte olarak düzenlendiğinin iddia edilmesi karşısında tedbir kararı verildiği, dosya içerisinde mevcut deliller protokol gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve Cumhuriyet Savcılığına ait soruşturma dosyası içerisinde mevcut raporlar değerlendirildiğinde, mahkemece verilen kararın yerinde olması nedeniyle, başvurunun reddine karar vermek gerektiği-
Her ne kadar ihtiyati tedbir isteminin reddi kararına karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuş ise de, daha önce verilen tedbir teminatının yatırılmamış oluşu ve takip konusu bonolar üzerinde yaptırılan grafolojik inceleme dikkate alınarak, bu aşamada gerek İİK'nun 72/3. maddesi yönünden, gerekse HMK'nun 209. madde yönünden ihtiyati tedbir koşullarının mevcut olmadığı anlaşılmakla, istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu senedin sahte imza ile düzenlendiğine ilişkin dosyada imza raporu Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmuş suç duyurusu dilekçesi vb. herhangi bir delil bulunmadığı gibi davalının tam olarak imza inkarının da olmadığı, imza ve yazıda sahtelik dışında açığa imzanın kötüye kullanıldığı, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğuna ilişkin iddiaların HMK'nin 209. maddesi kapsamında olmadığı- Dosyada HMK 390. maddesi kapsamında "kesin ispat" koşulu sağlanıncaya kadar "yaklaşık ispat" koşulunu sağlayan bir delil de bulunmadığı gibi HMK'nin 209.madde kapsamında yazı ve imzada sahtecilik iddiası da bulunmadığından ihtiyati tedbir talebinin bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken, HMK'nin 389 ve devamı maddesine göre uyuşmazlık konusu olmayan mal, hak ya da alacaklar üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağı şeklindeki gerekçenin yerinde görülmediği-