Faturanın tek başına, akdi ilişkinin varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı–
BK. 404/III (şimdi; TBK. mad. 520/3) uyarınca taşınmaz tellallığı sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağından, sadece müşterinin imzasını içeren, tellalen imzasını içermeyen sözleşmeye dayanılarak «tellallık ücreti» istenemeyeceği–
Alacaklı, icra takibinden önce, borçluya «borcunu ödemesi» konusunda ihtarname göndererek temerrüde düşürmüş olmadıkça, borçlunun takip tarihinden itibaren temerrüde düşmüş olacağı (ve takip tarihinden itibaren temerrüt faizi ödemek zorunda kalacağı)–
İtirazın iptali davalarında tahsil kararı verilemeyeceği–
İtirazın iptali davasının açılma süresi olan bir yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğu, mahkemece doğrudan doğruya gözetilmesi gerekeceği–
Limited ortaklığın borcundan dolayı ortakların doğrudan doğruya takip edilemeyeceği–
Haksız eylem nedeniyle oluşan hasarın tahsili amacıyla davalı trafik sigortacısı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasının, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu ya da haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesinde açılabileceği–
BK. 487/I uyarınca alacaklının asıl borçluya müracaat ve rehinleri paraya çevirmeden önce müteselsil kefil hakkında takipte bulunabileceği– (Not: TBK. mad. 586 gereğince, alacaklının doğrudan müteselsil kefile başvurması için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.)
İtirazın iptali davası devam ederken davalı borçlunun iflasına karar verilmesi halinde itirazın iptali davasının ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonraya kadar erteleneceği, dava konusu alacağın ikinci alacaklılar toplantısında masaya kabulü halinde davanın konusunun kalmayacağı fakat dava konusu alacağın ikinci alacaklılar toplantısında kabul edilmemesi halinde husumetin iflas idaresine yöneltilerek davaya «kayıt kabul davası» olarak devam edilmesi gerekeceği–
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için, taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında 4077 sayılı Yasanın değişik 11/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Yasanın 23. maddesinin “bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını” öngörmüştür-