Satılan elektriğin ticari ve mesleki amaçlarla kullanıldığı dosya içeriğinden anlaşılmakla uyuşmazlığa genel mahkemelerde bakılması gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; yerel mahkemece verilen “hamilin süresinde ödememe protestosu çekmemesi halinde cirantaya başvuru hakkının olmayacağına” dair kararı yerinde ise de, davacının bonoya dayanan başvuru hakkının düşmesinin, bono dışında bir hakkı bulunduğunu ileri sürmesine engel teşkil etmeyeceği, bu durumda senet yazılı delil başlangıcı sayılacağından, davacıya alacağını veya hakkını ispat etmesi için delil ve tanık listesini vermesi sağlanarak, dosyadaki tüm deliller incelendikten sonra bir sonuca gitmek gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; mahkemece, “takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı” gerekçesiyle “davanın reddine” karar verilmişse de, davacının akdi ilişkiyi inkâr etmediği verdiği dilekçeden anlaşılmakla, mahkemece uyuşmazlığın bir miktar para alacağına ilişkin olduğu gözetilerek B.K.nun 89. maddesi uyarınca “alacaklı (davacının)nın ikametgâhı icra daireleri ve mahkemelerinin de yetkili olduğu” gözetilmeden verilen kararın bozulması gerekeceği-
Vekilin takip ettiği davaya konu olan uyuşmazlığın, önceden bilinmesi imkânsız olan ve davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren kanunun sağladığı uzlaşma olanağı ile sonuçlandırılması; “davanın geri alınması”, “dava ve alacağın takibinden vazgeçilmesi”, “karşı taraf ile sulh olunması” veya “avukatın işten el çektirilmesi” hallerinden biri olduğu kabul edilemez. Bu nedenle vekil, sözleşmede öngörülen bakiye avukatlık ücretini isteyemez. Bu durumda olsa olsa emeği ve çalışması dikkate alınarak vekile ödenmek üzere bir miktar ücret tespit edilmelidir-
Mahkemece kazanılmış haklar gözetilerek davacı banka alacağının hesaplanması, takip sonrası için temerrüt faizinin uygulanmasında TBK. 121/ son maddesinin dikkate alınması ve icra vekâlet ücretinin İİK.138/3 maddesine göre tahsiline olanak sağlayacak şekilde hüküm kurması gerekirken, eksik inceleme ile usuli kazanılmış haklar ihlal edilerek ve hükmüne uyulan bozma kararı gereği de yerine getirilmeden hüküm oluşturmanın bozmayı gerektireceği-
Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmekle, itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartlarından olup, bu durumda mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı sonuçlandırıp oluşacak duruma göre diğer talepleri inceleme konusu yapması gerekeceği-
Davalı bankanın ülkemizde yaşanan ekonomik kriz döneminde mevcut hesaplardaki paranın çekilişini önlemek ve taahhütlerini yerine getirerek, bankacılık faaliyetlerini sürdürebilmek için yüksek oranda faiz uygulamak zorunda kaldığı ve olayda müzayaka halinin maddi ve manevi koşullarının oluştuğu, dosya içindeki deliller, davalı banka ile başkaca mevduat sahipleri arasında görülen benzer davalarda alınan bilirkişi raporları ve kesinleşen mahkeme kararları ile anlaşılmaktadır. Olayda edimler arasında açık nispetsizlik bulunduğu ve durumun bankanın müzayaka halinden faydalanmak suretiyle oluşturulduğu, taraflar arasındaki fahiş ve ahlaka da uygun görülemeyecek faiz oranlarını öngören ve BK.’ nun 19. maddesine aykırı olan faiz sözleşmesi çerçevesinde işlem yapılmasını istemenin Yüksek Hukuk Genel Kurulu 07.02.2007 tarih ve 63-52 sayılı kararında da belirtildiği gibi, MK.’ nun 2. maddesine de uygun düşmeyeceği anlaşıldığından, mahkemece “davanın reddine” karar verilmek gerekirken, delil takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının, hükmün bozulmasına neden olacağı-
BK.’ nun 53. maddesi uyarınca ceza davasında saptanan maddi vakıaların görülmekte olan itirazın iptali davasında bağlayıcı olacağı-
Tazmin edilen teminat mektubu için temerrüt tazmin tarihinden başladığından, bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi ve alacağa uygulanacak temerrüt faizinin alacağın tahsili sürecinde değişen faiz oranının da uygulanmasına olanak sağlayacak şekilde hesaplama yapılması gerekeceği-
Mal bedelinin tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasında; davacı tarafça davalı ile aralarındaki ticari ilişki, malın teslimine ait irsaliyeler ve bu bağlamda irsaliyelerdeki imzalar yönünden davalının isticvabı talep edilmekle, bu taleplerin gereği yerine getirilmeden, eksik inceleme ile hüküm oluşturmanın yerinde olmayacağı-