Borçlu tarafından takipte talep edilen asıl alacak tutarı ödenmiş olmakla birlikte fer'ileri ödenmediğinden ve fer'iler yönünden takibe devam edilebilmesi için mahkemece bu konuda bir karar verilmesi gerektiğinden, takip tarihinden ödeme tarihine kadar işlemiş faiz alacağı, vekalet ücreti, icra harç ve giderleri yönünden miktar belirtilmeksizin itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, icra müdürlüğünce tahsilat sırasında hesaplanması gereken işlemiş faiz, vekalet ücreti ve icra harç ve giderleri konusunda asıl alacak gibi itirazın iptaline şeklinde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı yanca icra takibine konu edilen tutar içerisinde işlemiş faiz kalemi de bulunmakta olup, mahkemece bu olgu gözetilmeksizin takipten sonrası için faize faiz yürütülmesine olarak verecek şekilde hüküm tesisinin BK. 104/son maddesine aykırılık oluşturduğu-
Davacı idarenin ödenmeyen idari para cezasının tahsili amacıyla genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, mahkemece, idari para cezasının 6183 sayılı Yasa’ya göre alınması gerekirken genel haciz yolu ile takip yapılamayacağı gerekçesiyle istem reddedilse de, kamu alacağının genel haciz yolu ile takip edilemeyeceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı, davacı idarenin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Yasa uyarınca tahsil yoluna başvurabileceği gibi genel haciz yolu ile takip yoluna da başvurabileceği-
Davacı vekilinin 07/04/2013 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyanları içeren dilekçesinin açıklamalar bölümünün ikinci bendinde toplam 6.441,00 TL tutarındaki faturaların davalının haksız olarak düzenlediği aynı miktarlı hizmet faturalarına karşılık olarak mutabakat sağlanması amacıyla yapılan şifahi görüşmeler neticesinde tanzim edildiğinin belirtildiği, böylece bu miktar alacağın mal bedeline ilişkin olmadığı davacı vekilinin bu beyanıyla anlaşıldığından sözü edilen faturalara konu hizmetin davacı tarafından davalıya verildiğinin yazılı delillerle kanıtlanması gerekeceği-
Mahkemece, davalının kabul ettiği asıl alacak miktarı dışında kalan asıl alacak, işlemiş faiz ve ferileri yönünden hüküm kurulması gerekirken kesinleşen takiplere karşı dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözetilmeksizin itirazsız kesinleşen kısmı da içerecek şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalının, kendisinin kefaletinin bulunduğu kredi sözleşmelerinden doğan borcun ödendiğini savunduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda takibe konu kredi borcunun hangi sözleşme ya da sözleşmelerden kaynaklandığı hususunda bir açıklık bulunmadığı, bu durumda mahkemece, anılan bu husus ve davalının savunması üzerinde durularak gerektiğinde ek rapor ya da yeni bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece davadan önce yapılan ödemeler düşüldükten sonra bakiye alacağa davalıların temerrüt tarihleri de gözetilerek taleple bağlılık kuralları gereğince %20,3125 oranında faiz yürütülmek suretiyle itirazın kısmen iptaliyle takibin devamına, takipten sonra ancak davadan önce ödenmiş olan miktarların da aynı şekilde temerrüt tarihinden ödeme tarihine kadar faiz yürütülmesine olanak sağlayacak şekilde hüküm kurulması gerekeceği-
Faturadan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, davalının, dava konusu alacağın çekle ödendiğini savunduğu, bu durumda mahkemece söz konusu çekin ibraz edildiği bankadan arkalı önlü tasdikli örneği dosyaya getirtilerek çekteki ciro silsilesi incelenip çekin davacı alacaklı ile bağlantısı belirlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabet olmadığı-
Ödenmeyen kira bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın itirazın iptali istemi-
İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olup temelini oluşturan icra takibine konu edilmeyen hususlarda inceleme yapılamayacağı-