Takip talebine dayanak alacak dışındaki bir sebeple itirazın iptalinin istenemeyeceği-
Borçlu mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde, malları tanıtım amaçlı aldığını beyan ettiğine göre akdi ilişki borçlu tarafından kabul edildiğinden, BK'nun 89. maddesinin olaya uygulanmasının gerektiği, bu durumda, alacaklının kendi ikametgahının bulunduğu icra dairesinde takip başlatabileceği-
İtirazın iptali ve icra tazminatı istemi-
İtirazın iptali-
İİK’ nun 67/2. maddesine göre davacı alacaklının kötüniyet tazminatından sorumlu tutulabilmesi için, takibinde haksız ve kötüniyetli olması gerekir. Kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Somut olayda; davacı alacaklının reddedilen faiz alacağı yönünden davacının kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden davacı aleyhine %20 tazminata karar verilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-
01/07/2012 tarihinden önce yapılan ticari nitelikli sözleşmelere 818 sayılı BK'nın uygulanması gerekeceği-
Dava konusu olayla ilgili olarak ceza davasının kesinleşmesi beklenmeden itirazın iptali davasına dair hüküm oluşturulmasının isabetsiz olduğu (BK. mad. 53; şimdi; TBK. mad. 74)- İtirazın iptali davaları, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 sene içinde açılabileceğinden, 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra yapılan ıslah dilekçesinde talep edilen bedel ile ilgili hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı-
Vekille temsil edilen işlerde davanın reddedilen kısmı üzerinden hüküm tarihindeki AAÜT'na göre vekalet ücretine hükmedileceği-
Uyuşmazlığın çözümünde banka kayıt ve defterleri üzerinde konusunda uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınması gerekirken mahkemeye bu yönde araştırma ve inceleme yapılmaksızın eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi takibe konu edilen yabancı para alacağının takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yabancı para üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi biçiminde hüküm oluşturulmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı Banka'nın genel kredi sözleşmesinden doğan bir alacağının bulunup bulunmadığı uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile tespit edildikten sonra alacağın teminatı olan bonodan ne miktarda talepte bulunabileceği belirlenip uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, kazanılmış haklar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-