İtirazın iptali davası sırasında alınan ihtiyati haczin uygulanması esnasında borçlu tarafından yapılan ödemenin, ödeme emri tebliğinden sonra olduğu ve yanlışlıkla yapılan bir ödemenin söz konusu olmadığı, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş olsa da, İİK’nun 361. maddesinin olayda uygulama yeri bulunmadığı- Borçlunun icra dosyasına dosya borcunu ihtirazi kayıtla ödemesi de iade talebine dayanak olamayacağı, borçlu ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabileceği-
İcra takibine konu edilen alacağın kaynağı taraflar arasında düzenlenmiş kira sözleşmeleri olduğundan, alacağın bu sözleşmeler çerçevesinde, sözleşme başlangıç tarihlerinden, icra takibi tarihine kadar olan süre için ve icra takibinde dayanılan faturaların davalı şirketin defter ve kayıtlarından da tespit ve kontrolünün yapılarak bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalının yapmış olduğu ödemelerin düşülmesinden sonra belirlenmesi gerekeceği-
Tellallığın avukatlıkla birleşmeyen işlerden sayılması- Borcu sona erdiren ödeme belgesinin yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği- Davacı vekili feragat beyanında ilişkin belgedir başlıklı yazı içeriğinin davalılar tarafından sahte olarak düzenlendiğini savunduğundan, sunulan bu yazıya ilişkin davacı tarafın beyanı da alınarak inceleme yapılması gerektiği-
"Kefalette eş rızasının alınmadığına" ilişkin geçersizlik itirazının ilgili herkesçe ileri sürülebileceği, mahkemece re’sen dikkate alınabileceği ve ilk defa temyiz aşamasında ileri sürülebileceği-
Dava, zamanaşımına uğrayan kambiyo senedi vasfını yitiren bonoya dayalı temel ilişki kapsamındaki alacağın tahsili istemi- Dava konusu yapılan bonoya karşılık bono verildiğini davalının ispat etmesi gerektiği- Davalı, ayrıca banka vasıtasıyla ödeme yaptığını savunduğundan, mahkemece, tarafların banka hesapları ve defterleri üzerinde ayrıntılı inceleme yapılıp, davalı tarafın dava tarihi itibariyle borcunun bulunup bulunmadığının saptanması gerektiği-
İtirazın iptali davalarında borçlunun icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için, borçlunun itirazında haksız ve alacağın likit olmasının gerektiği- Davacı iş sahibi tarafından talep ve dava konusu edilen fazla ödenen iş bedeli alacağının istenebilir olup olmadığı ile miktarı, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu ile belirlenmiş ve alacağın kısmen kabulüne karar verildiğinden, alacağın yargılamayı gerektirdiği ve likit olmadığı gözetildiğinde, davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Resmî senette bedelin nakden ve tamamen alındığı yazılı ise de davacının resmî devirden sonra da taşınmaz üzerindeki hacizleri kaldırmak için dava dışı kısım dışında ödemeler yaptığı anlaşıldığından, resmî senette 97.600TL satış bedelinin alındığının belirtilmesi 400.000TL’nin satış anında davalıya ödendiğini tek başına ispata elverişli olmadığı- Davacı, edimini tümüyle ifa ettiği, dava konusu ödemenin satış bedeli haricinde kaldığı iddiasına ikinci bir delil olarak davalının ceza soruşturmasında verdiği ifadesine dayanmış ve davalının satış karşılığında toplamda 400.000TL’ye yakın para aldığına ilişkin ifadesi, eldeki davaya konu alacak iddiasının icra takibine konulması ve takibe vaki itirazın iptalinin dava konusu edilmesinden, bir başka anlatımla 124.721,26TL tutarındaki ödemenin taraflar arasında çekişmeli hâle gelmesinden sonra verilmiş bir beyan olduğundan, bu beyanın taraflar arasındaki çekişmeli durumu da kapsar şekilde verildiği gözetildiğinde; davalının soruşturma ifadesinin, ipotek borcu için yapıldığı ileri sürülen dava konusu ödemeden hariç olarak 400.000TL’nin tahsil edildiğine ilişkin bir ikrar yahut delil olarak kabul edilemeyeceği-
Hesap vermekle ve müvekkili hesabına kazandığı hakları ve aldığı şeyleri teslim etmekle yükümlü olan davalı vekilin, vekil eden davacıya satış bedelini ödendiğini ispat etmekle yükümlü olduğu- Davalı vekil, davacı ile arasındaki vekalet ilişkisinin muvazaalı olduğunu savunmuşsa da, vekil olan davalı, muvazaalı resmi işlemin tarafı olduğundan ve hiç kimse kendi muvazaasına dayanamayacağından muvazaa iddiasının dinlenmeyeceği- Davalı vekil tarafından muvazaa iddiası ispatlanamadığından ve davacı müvekkile ödeme yapılmadığı da sabit olduğundan davacının vekalete dayalı olarak talepte bulunabileceği-
İtirazın iptali davalarında İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkmasının gerektiği-
Davalının önceden maliki olduğu ve dava tarihi itibariyle davacı şirket adına kayıtlı bulunan taşınmazda yapılan inşaat nedeniyle ...-... arasında tahakkuk etmiş SGK işçilik primlerinin davalı adına ödenmesi nedeniyle, davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle bu miktarın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-