İtirazın iptaline konu kurum alacağının (8.064 TL) 20/12/2012 tarihinde dava açıldıktan sonra ... 20. İcra Müdürlüğünün 2012/... esas sayılı icra takip dosyasına davalı ... tarafından yatırıldığının ve davanın konusuz kaldığının anlaşılması halinde mahkemece, “hüküm tesisine yer olmadığına” karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının talebine dayanak olan ve onama ilamı ile kesinleştiği iddia edilen idare mahkemesi dava dosyası, dosya arasına getirtilerek söz konusu karar diğer tüm delillerle birlikte tartışılarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
Ecrimisil talebine konu olan yer ... Üniversitesi ... Kampüsü Ticaret Turizm ve Eğitim Fakültesi içinde bulunduğuna göre, .......... tarihli sözleşmede fakülte adına imza sahibi olan ...’nin fakülte yetkilisi olup olmadığı, fakülte yetkilisi olduğunun tespiti halinde ... Üniversitesi Rektörlüğünü temsile yetkili olup olmadığı ve bu şekilde ilgili sözleşmenin geçerli olup olmadığı belirlendikten sonra, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre, davacı taraf teminat mektubunu hem mal bedeline hem de cezai şarta çevirebilir; davacı taraf, teminat mektubunun nakde çevrildiğini kabul edip, bu bedelin cezai şart alacağından mahsup edildiğini bildirmiş olup davalı bayiin ise cevabî ihtarında ve savunmalarında, davacı şirketin cezai şart alacağı bulunmadığı, böyle bir talep hakkı olmadığını ileri sürmesi karşısında ihtilaflı bir cezai şart alacağı için teminat mektubunun nakde çevrilerek cezai şart alacağına mahsubunun doğru olmadığı-
Dava dışı 3. kişiye ödeme yapan Güvence Hesabının ödediği bedelin rücuen tahsili istemi ile başlatılan takibe itirazın iptali istemi-
İtirazın iptali davasını gören mahkeme, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir ancak bunun için davalı borçlu tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinde, icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazlarını bildirmesi gerektiği- Eldeki davada, davalının ödeme emrine itiraz dilekçesinde, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı bulunmadığından mahkemece icra dairesinin yetkisine yönelik karar vermesi beklenemeyeceği-
Kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1472. maddesine göre rücuen tahsili için başlatılan takiplere vaki itirazın iptali istemi-
Davalıların ödentilerinin eskalasyona tabi tutulması sonrasında takip tarihi itibariyle davalılardan ...'nin borcunun bulunmadığı, ... ...'nin ise takip tarihi itibari ile 10.924,05TL borcunun bulunduğu, 09/08/2008 tarihinde yapılan genel kurulda ödemelerini geciktiren üyelerden gecikme faizi alınması yönünde bir karar bulunmadığı bu nedenle takip öncesi işlemiş faiz talep etmekte haklı olmadığı-
Yapılan ödemelere ilişkin bankaya yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda ihtirazi kayıt koyulabilecek sistemsel yapının bulunmadığı belirtilmiş ise de, bu durumda davacının başka suretle de faiz alacağı yönünden ihtirazi kayıt sunmadığı, faiz alacağı saklı kalmak kaydıyla yapılan ödemeleri kabul ettiğini davalı tarafa bildirmediği, sözleşmede borç ödedikten sonra ayrıca faizinin de istenebileceğine ilişkin açık bir hükmün yer almadığı, davacının ödemeleri kabul ettikten sonra ve son ödeme tarihinden 13 ay sonra fatura düzenleyerek faiz alacağını talep etmesinin BK 113 ve MK 2 maddeleri kapsamlarında yerinde olmadığı-
İş kazası sonucu malul kalan çalışanın çalıştığı şirket ait tüm araçların satılarak içinin boşaltıldığı, tasfiye kararı alınan şirkette tasfiye memurunun şirket mevcudunu azaltmak suçundan ceza aldığını, açılan tasarrufun iptali davasının (kısmen) kabulüne karar verildiğini, davalıların şirketin içini boşaltmalarından sonra aynı adreste aynı amaçlı kurulan şirket aleyhine başlatılan takipte yetkiye ve borca itirazlar edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini istemiş olup davalılara isnat edilen mal kaçıma eylemleri haksız fiil niteliğinde olduğundan, ve haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili (HMK. 16) olduğundan, davacıların kendi yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapabileceği; "takibin davalıların ikametgahında yapılması gerektiği" görüşü ile  "sorumluluk davasın(TTK 553),  TTK. 561 uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinde açılacağından, davacıların ikamethagında açılan takibin yetkisiz yerde açılmış olduğu" görüşünün isabetsiz olduğu-