Borca itiraz etmeyen borçluya ait taşınmazın satılması ve ihalenin kesinleşmesi üzerine yapılan sıra cetveli üzerine, alacaklı vekilinin dosyaya isabet eden paranın kendilerine ödenmesine dair talebinin, icra müdürlüğünce "icra takibinin, tüm borçlular yönünden kesinleşmemiş olması ve dosyadan gerçekleştirilen taşınmaz satışlarında satış ilanının taşınmaz maliki borçlu dışında diğer borçlulara da İİK.127.maddesi gereği tebliği gerekli iken tamamına tebliğ edilmediği, bu durumun farkedilmeden satışın yapıldığı, ihalenin ve sıra cetvelinin de kesinleştiği, yapılan işlemlerin geri çevrilme olanağının bulunmadığı, kesinleşen sıra cetvelinde alacaklı bankaya isabet eden paranın ödenmesi yönündeki talebin, takibin tüm borçlular yönünden kesinleşebilmesi için itirazın iptali davasının sonucunun beklenmesi gerektiği " gerekçesiyle reddine karar verildiği- Somut olayda borçlular arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmadığı, hakkındaki takip kesinleşen borçlunun taşınmaz hissesinin satıldığı, icra müdürlüğünce sıra cetvelinin yapıldığı ve sıra cetvelinin kesinleştiği gözetilerek şikayetçi/ alacaklıya, sıra cetvelinde isabet eden paranın ödenmesi gerektiği-
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan olgunun mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği- Bozma ilamında belirtildiği üzere, sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan cezai şart bedeli üzerinden indirim yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
İcra emri ile istenilen asıl alacak kalemi zaten ilamsız takipte gönderilen ödeme emrinde yazmakta olup, şikayetçi borçlu yönünden 200.000,00 TL asıl alacak yönünden bu takibin devamına karar verildiğinden esasında icra emri ile tekrar istenemeyeceği, itirazın iptaline ilişkin kararla ilamsız takipte talep edilen meblağlar hüküm altına alınmış olmakla bu karara aykırı olarak ödeme emrindeki alacak kalemlerine itiraz mümkün olmadığı gibi şikayet üzerine icra mahkemesince yapılacak hesaplama ile bu asıl alacak kalemi miktarı değiştirilemeyeceğinden icra mahkemesince 200.000,00 TL asıl alacak kalemi yönünden 125.000,00 TL olacağı yönünde yapılan hesaplama ve düzeltme yok hükmünde olup, asıl alacak kaleminin 125.000,00 TL olarak düzeltilmesi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu- İtirazın iptali kararında ilk defa hüküm altına alınan fer'i alacaklar (tazminat alacağı, yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti) yönünden borçluya icra emri çıkartılmasında bir isabetsizlik olmamakla birlikte, Dairemizce yapılan incelemeye göre icra mahkemesince bu kalemler yönünden yapılan hesaplamanın itirazın iptali ilamına uygun olmadığı görülmekte ise de temyize gelen alacaklı aleyhine bozma yapılamayacağı-
Yapı denetim hizmetinden kaynaklı alacağın tahsili- İtirazın iptali istemi-
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan olgunun mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği ve bu ilkenin kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtayca kendiliğinden dikkate alınması gerektiği ve hakimin değişmesinin 'usuli kazanılmış hak' ilkesine etki yapamayacağı- Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde hüküm, temyiz edenin aleyhine bozulamayacağı gibi Yargıtay'ın temyiz eden tarafın lehine verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de temyiz eden tarafın bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremeyeceğinin "aleyhe hüküm verme yasağı" olduğu-
Davacı avukatların sözleşme gereği tahsil edilmeyen icra dosyaları için makbuz düzenlemek suretiyle sözleşmeye aykırı davrandıkları anlaşıldığından azlin haklı olduğu- Avukatlık Hizmet ve Hukuki Danışmanlık Sözleşmesi de gözetildiğinde, azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı % 2 oranında vekalet ücreti talep edilebileceği-
"Maddi destek" açıklaması ile havale edilen paranın "bağış" olarak kabul edilmesi gerektiği, paranın davalıya borç olarak verildiğinin ispatı için bu açıklamanın yeterli olmadığı- Taraflar arasında mevcut başka bir ilişkinin varlığı da iddia ve ispat edilmediğinden, itirazın iptali davasının reddi gerektiği-
Mahkemece, davacının ibraz ettiği sigorta poliçelerinin tamamı incelenip sigorta alacağı hesap edilip, harcama belgeleri kapsamında ise sunduğu tüm delilleri dikkate alınıp merkezi sistem elektrik ve su bedelleri için davalı tarafın fiilen kullanımına isabet eden makul, hakkaniyete uygun ve denetlenebilir masraf belgesi olup olmadığı değerlendirilerek taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, tarafların itirazlarını da karşılar nitelikte konusunda uzman bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacının ticari defter ve kayıtları, faturaları ile okul öğrenci kayıtları, bursluluk listesi, öğrenci ödeme takip formu, ödeme belgeleri incelenerek davalının her iki çocuğunun okuduğu yıllara ilişkin tüm borç ve ödemeleri tamamı belirlenerek çek bedelinin hangi öğretim dönemine ilişkin olup olmadığına tespitine yer verilerek alacağa ilişkin uzman muhasebeci bilirkişisinden rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Kira bedelinin tespiti davalarında kira bedelinin brüt olarak tespitine karar verileceği, hüküm fıkrasında kira bedelinin net veya brüt şeklinde belirtilmemesi halinde, brüt olarak tespit edildiğinin kabul edileceği- Kiralananın tahliye tarihinin taşınmazın anahtarlarının ilgili icra dairesine teslim tarihi olduğu-
