İtirazın iptali davalarında takip tarihi itibariyle tarafların haklılık durumu gözetilerek karar verileceği- Alacak genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, likit ve bilinebilir mahiyette olduğundan, mahkemece davacının takip tarihi itibariyle haklılık durumu belirlenip, İİK'nin 67. maddesi uyarınca tazminata ve yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkin davada; davacının taraflar arasındaki kira sözleşmesinde belirlenen kira parasını talep etmesinin kötü niyetli olduğunu göstermeyeceği; uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği; mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının ek sözleşmeyle belirlenen kira bedelinin ödenmesi gerektiği anlaşılarak davanın reddine karar verildiği; bu durumda davacının kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı halde mahkemece reddedilen kısım üzerinden hesaplanan %20 oranındaki kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesinin doğru görülmediği-
Takip ve dava konusu kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın likit (bilinebilir) olması nedeniyle hüküm altına alınan miktar üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği-
Bankanın çek aslının ibrazı halinde 5941 s. Çek Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca belli bir miktar ödemekle yükümlü olduğu- Ödediği bu bedeli çekteki imza keşideciye ait ise davalı keşideciden isteyebileceği, bankanın çek üzerindeki imzanın keşideciye ait olup olmadığını denetleme yükümlülüğü olduğu- Mahkemece bankadan zorunlu karşılığı ödenen çek asıllarının ibrazı istenip bu çek yaprakları üzerindeki imzanın davalıya ait olup olmadığı tespit ettirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Abonelik iptal edilmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak su bedelinden murisin mirası reddedilmediğine göre, TMK 'nun 599, 605, 606, 610, 640 maddeleri uyarınca, davalının, mirasçı sıfatıyla davacıya karşı müteselsilen sorumlu olduğu-
Haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve ceza kanununda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse, haksız fiil sorumluluğunda da bu (uzamış) ceza zamanaşımı süreleri uygulanacağı- Davalının eyleminin TCK'nın 156. maddesinde düzenlenen bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturduğu anlaşılmakta olup, haksız fiil tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 66/e maddesi uyarınca, beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda zamanaşımı süresi sekiz yıl olduğu-