İtirazın iptali davası-
İcra takibine konu alacağın dayanağı olarak iki ayrı genel kredi sözleşmeleri sunulmuş olup davalının yalnızca sözleşmelerin birinde 10.000 TL limitli kredi sözleşmesinde kefaletinin bulunduğundan, kefaletinin bulunmadığı sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerden dolayı kefalet sorumluluğundan söz edilemeyeceği- Konusunda uzman bir bilirkişiye banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak, dava konusu alacağın dosyaya sunulan sözleşmelerden hangisinden kaynaklandığının tespit ettirilmesi, buna göre o sözleşmede davacının kefalete dayalı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı yönlerinden irdeleme yaptırılarak ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği- 
Kural olarak yargılama giderlerinin, davada haksız çıkan (aleyhine hüküm verilen) tarafa yükletileceği, bir davada her iki taraf da kısmen haklı çıkarsa, mahkemece, yargılama giderlerinin, haklı çıkma oranına göre taraflar arasında paylaştırılacağı-
Avukatın, “masrafların işin başında alınmadığı” konusundaki bu ispat yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde, davalara ilişkin masrafların işin başında avukata verildiğinin kabul edilmesi gerektiği- Murislerine verilen avukatlık hizmetinden kaynaklanan icra takibine itiraz eden davalı mirasçıların kötü niyetle takibe itiraz ettiği kanıtlanamadığından, icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi gerektiği (İİK. mad. 67/3)-
Navlun bedelinden kaynaklanan itirazın iptali istemi-
Kira alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemi-
Dava konusu taşınmazda tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığının, oluşmuş ise kimin nereyi kullandığının belirlenip fiili kullanma biçimi oluşmamışsa davacının payına karşılık taşınmazda kullandığı veya kullanabileceği yer bulunup bulunmadığının saptanarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının davalı banka ile genel kredi sözleşmesi imzalayarak, arsa kredisi olarak taksitli ticari kredi kullandığı, uyuşmazlığın Tüketici Kanunu kapsamında olmadığı, davacının 6502 sayılı Yasanın 3. maddesinin (k) ve (l) fıkralarındaki tüketici kapsamına girmediği, dava konusu kredinin ticari kredi olması ile mesleki ve ticari amaçla hareket edilmesinden dolayı işbu mahkemenin görevli olmadığı-
Her bir bağımsız bölüm mirasbırakan adına kayıtlı olup, her bir taşınmazda tüm mirasçılar elbirliği halinde malik olduğundan üç ayrı taşınmaz bir bütün olarak kabul edilerek, davacının payına karşılık olarak kullanabileceği yer bulunduğu gerekçesi ile davanın reddedilemeyeceği-
Ayıp nedeniyle indirim gereken miktar için kesilen reklamasyon faturası 6102 sayılı TTK'nın 21.maddesi anlamında fatura olmadığından, aynı maddenin 2.bendi uyarınca 8 gün içinde itiraz edilmemesinin, içeriğinin kabul edilmiş sayılması neticesini doğurmayacağı, öte yandan ayıptan doğan hakların kullanılması için iş sahibinin eserin ayıplı olduğunu ispatlamak zorunda olduğu-