Mahkemenin karar tarihinden sonra dava konusu icra takibine konu borç hakkında asıl borçlu davalının talebi üzerine davacı kooperatif tarafından borcun yapılandırıldığı ve takip borçlusu davalılar yönünden dava konusu takip ile ilgili icra işlemlerinin durdurulduğu dosya kapsamındaki 12.12.2014 tarihli yazı kapsamından anlaşıldığından, mahkemece, bu doğrultuda gerekli araştırmanın yapılarak, borcun yeniden yapılandırıldığının anlaşılması halinde tecdit işlemi yapıldığı düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesi için kararın bozulması gerektiği-
Sigorta prim borcunun tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada; mahkemece bilirkişi raporları nazara alınarak davanın reddine karar verildiği; bilirkişi raporunda davacı sigorta şirketinin alacağına dayanak olarak sunmuş olduğu sigorta poliçelerine göre davacının 16.105,84 TL tutarında prim alacağının görüldüğü; sigorta ücretinin ödenmemesi nedeniyle iptal ifadesiyle kasko sigorta zeyilnamelerinin düzenlendiğiİ; zeyilnamelerde eksi işareti konulmak ve iade ibaresi kullanılmak suretiyle iptaller nedeniyle davacı şirketin prim borcundan düşülecek miktarın 20.676,63 TL olduğu; prim mahsubu miktarı davacının alacaklı olduğu bedelden yüksek bulunduğundan davacının prim alacağı olmadığının bildirildiği; ek raporda ise taraflar arasındaki sigorta poliçelerinin düzenlendikleri ve iptal edildikleri tarihler itibari ile yürürlükte bulunan eski TTK. mad. 1295 gereğince sigorta priminin tamamının, taksitle ödenmesi kararlaştırılmışa ilk taksidin, akit yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerektiği; sigortacının sorumluluğunun primin veya ilk taksidin ödendiği tarihte başlayacağının düzenlendiği; böylece taksitle ödeme kararlaştırılan sigorta poliçelerine ilişkin olarak ilk taksit ödenmeden poliçenin yürürlüğe girmeyeceği ve sigortacının sorumluluğunun başlamayacağı; bu kapsamda davalı şirketin ilk taksit borcunu yerine getirmemesi nedeni ile davacı sigorta şirketinin hasar bedeli ödeme yükümlülüğünün doğmadığı; dolayısı ile ilk taksitleri ödenmeyen poliçelerin yürürlüğe girmediği ve davacı şirket tarafından düzenlenen zeyilnameler ile de poliçelerin iptal edildiği; davacı şirketin iptal edilen poliçeler nedeni ile davalı şirketten sigorta primi talep etmeye yasal hakkı bulunmadığı; bu dönem içinde sigorta şirketinin prim borcu ödenmemesine rağmen hasar ödeme sorumluğunu kabul ettiğine dair bir yazılı taahhütte de bulunmadığı, bu nedenlerle davacı vekilinin poliçelerin düzenlenme tarihi ile iptal tarihleri arasında geçen süre için prim hesaplaması yapılması yönündeki itirazının yerinde bulunmadığı-
Davalıya teslim etmiş olduğu incirlerin bedelinin ödenmediğini, başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına-
Dava dosyasının incelenmesinden davanın 20.838,20 TL üzerinden açıldığı, davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde ayrıca bu yönde açıklamada bulunduğu, Mahkemece bu yön gözetilmeden tüm alacak üzerinden (dava konusu yapılmayan kısım da dahil olmak üzere) değerlendirme yapılarak hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu-
Zaman aşımına uğramış çeklerin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu ve bu çeklere dayalı olarak temel borç ilişkisinin ispat yükünün lehtar olan davacı alacaklıda olacağı-Davacının sunmuş olduğu fatura ile temel borç ilişkisini ispat ettiği, zaman aşımına uğramış çeklerden dolayı davalı temerrüte düşürülmediğinden, takip öncesi dönem için faiz talebinin yerinde olmadığı-
Alacağa ilişkin ilamın, kesinleşmeden infaz edilebileceği- İlamın hüküm kısmının aynen infaz edilmesi gerektiği, "dar yetkili" icra mahkemesinin yorum, tahmin ve takdir yoluyla hüküm kısmını değiştiremeyeceği- İcra müdürünün de, itirazın iptaline ilişkin ilamın hüküm fıkrası ile bağlı olup, mahkeme kararını yorumlayarak işlem yapamayacağı- İtirazın iptaline ilişkin ilamın hüküm kısmında "5.384,83 TL üzeri"nden takibin devamına karar verildiğine ve hükümde açıkça, bu alacağın bir kısmının "asıl alacak", bir kısmının da "işlemiş faiz olduğu" belirtilmediğine göre, 5.384,83 TL'nin tamamının asıl alacak olarak kabulü ile faiz hesabının buna göre yapılıp dosya alacağının belirlenmesi gerektiği-
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olmasının tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmeyeceği- Davacı avukatın, müvekkili olan davalıya karşı, ödenmeyen vekalet ücreti alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiyle açtığı davada, davalı, "tüketici" kapsamında olmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 s. Kanun'un kapsamı dışında kaldığı ve uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu-