İtirazın iptali davasının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı- Takip tarihi ile dava tarihi arasında ödeme mevcut ise, bu ödemeler yönünden dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, sadece ödeme tarihlerine kadar talep varsa takip tarihinden itibaren temerrüt faizi verilebileceği- Davadan sonra yapılan ödemeler infazda dikkate alınacağından, bunların alacaktan mahsubunun mümkün olmadığı-
694 sayılı KHK uyarınca idari yargının görev alanına giren konularda ilamsız takip yoluna başvurulamayacağından, ilamsız icra takipleri hakkında açılmış itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davalarında talep üzerine, karar verilmesine yer olmadığına karar verileceği-
Gerekçe içerisinde çelişki yaratılmış olması halinde, hükmün bozulması gerektiği-
Vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşme bulunması veya teamül halini almış fiili bir uygulamanın mevcut olması gerektiği- Vade farkı alacağını ihtiva eden bir fatura düzenlenip davalı tarafa tebliğ edilmesi ve süresinde bu faturaya itiraz edilmemiş olmasının tek başına vade farkı istenebileceği sonucunu doğurmayacağı-
Uyap kayıtlarına göre, borçlulara ödeme emrinin gönderildiği ve tebliğ edildiği tespit edildiğinden, ödeme emrine itiraz da var ise, itirazın iptali davasında işin esasına girilmesi gerektiği-
Adi kefalette, kefil hakkında takip işlemi başlatılabilmesi için, önce asıl borçluya başvuru yapılması gerektiği, yapılan başvurunun semeresiz kalması halinde kefile başvuru yapılabileceği- Davalı kefil, icra takibine esas su borcuna konu taşınmazı kiralamak suretiyle bahçe olarak istifade ettiği ve kefalet sözleşmesinin varlığı dikkate alındığında, davacının kötüniyetli olarak icra takibi yaptığından söz edilemeyeceği ve itirazın iptali davasındaki kötüniyet tazminatı isteminin reddi gerektiği-
Davacı alacaklı vekili, icra dosyasında işlem yapmış olsa da, davacı alacaklıya borçlunun itirazının tebliğ edilmemiş olması halinde, "bir yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davasının açılmadığı" gerekçesiyle itirazın iptali davasının reddine karar verilemeyeceği-
Herhangi bir bedel belirtilmeyen, hangi borca yönelik beyan olduğu anlaşılamayan belgenin, ibraname niteliğinde olup olmadığı hususu tartışılmaksızın hüküm kurulmasının hatalı olduğu-Davacı borca itiraz etmiş, davalar ise kredi kullandırılmasına ilişkin tediye fişlerinde ve nakit çekim belgelerindeki imzalarını inkar etmiş olduğundan, mahkemece sözü edilen belgelerdeki imzaların adı geçen kişinin eli mahsulü olup olmadığı yönünden imza incelemesi yaptırıldıktan sonra gerektiğinde bankadaki kayıtlar üzerinde uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak, zimmet suçuna ilişkin ağır ceza davasındaki kararının da kesinleşmesi beklenip, bu davanın sonucuna etkisi üzerinde durularak karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptaline konu icra dosyasında, davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine yönelik yapılan bir itiraz bulunmadığından, mahkemece, işin esasına girilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken dosyanın ...İcra Dairesine gönderildiği için davaya konu edebilecek bir takip dosyasının bulunmadığı yönündeki gerekçe ile hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Davaya konu icra takibindeki ödeme emrinin iptal edilmiş olması nedeniyle itirazın iptali davasına konu usulüne uygun bir ödeme emri bulunmadığından dava koşulu oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-