İtirazın iptali davasında, dava takip borçlusuna karşı açıldığından HMK. nın 124. maddenin uygulanma imkanı bulunmadığı, davacı vekili takibe alacak davası olarak devam edileceğini bildirdiğinden itirazın iptali davasının alacak davasına dönüştürülmesi mümkün bulunduğu ve artık HMK'nın 124. maddesi işlerlik kazandığı-
Dava tarihinde (28.05.2015) yürürlükte bulunan 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca, ödenmeyen kredi kartı harcama bedellerinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasında tüketici mahkemesinin görevli olduğu
Müteveffanın kullandığı tüketici kredisini müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla ödeyen davacı krediden doğan tüm hakları temlik aldığından, davacının TBK. mad. 183 uyarınca halefiyet ilkesinden kaynaklanan davalıya karşı rücu hakkını kullanmış olduğu- Uyuşmazlık, tüketici kredisi sözleşmesinde kefilin asıl borçluya rücu talebinden de kaynaklanmakta olup, davaya bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu- Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan, taraflar ileri sürmese de yargılamanın her aşamasında re’sen göz önüne alınacağı-
Vekalet ücretinden kaynaklı itirazın iptali davasında kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Takip ve davalı takip borçlusunun kısmi ödeme yaptığı 2014 tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.’nin 11. maddesinin 4. fıkrası, “borçlu itiraz süresi içerisinde borcunu öderse tarifeye göre belirlenecek ücretin dörtte üçü takdir edilir. Maktu ücreti gerektiren işlerde de bu hüküm uygulanır” düzenlemesini içerdiğinden, bu düzenleme gözetilmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
İhtilaf konusu olan fatura kapsamındaki mallara ilişkin irsaliyede teslim alan imzası bulunan kişinin, irsaliye tarihinde, davalının işyerinde fiilen çalışıp çalışmadığının tespiti gerektiği-
Yerel mahkemece, hüküm sonucuna nasıl ulaşıldığının kararın gerekçe kısmında gösterilmesi gerektiği-
Faturaya dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin davada, dava dışı M.B. tarafından keşide edilen iki ayrı çek ile ödeme yapıldığı kabul edilmişse de, davaya konu çeklerin M.B. tarafından keşide edildiği, bu kişinin davalı şirketin yetkilisi olması ödemenin şirket adına yapıldığını göstermeyip davacı defterlerinde M.B. hakkında ayrı ticari ilişki kaydı bulunmakta olup söz konusu ödemeler bu kişi adına kaydedildiğinden çeklerin davalı şirketin borcuna karşılık verildiğinin kabul edilemeyeceği-
Davalının, davacıyı Bağ-kur'da tanıdık adamları olduğundan bahisle  emekli ettirebileceğini söyleyerek hileli davranışlarla kandırmak suretiyle 53.500 TL'sini aldığı, ancak emeklilik işlemlerini yapmadığı gibi parasını da iade etmediği eylemi ceza davası sonucu sabit olmuş olup, takibin dayanağını davalı tarafından iade edilmeyen 53.500 TL alacak oluşturduğundan, dava konusu alacak miktarı başlangıçta belli diğer bir ifadeyle alacak likit olup,  davalının takibe itirazında haksız olduğu anlaşıldığından davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Müteselsil sorumlulukta dahil olmak üzere birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde red sebebi aynı olan davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmolunacağı-