Kasko bedelinden kaynaklı alacak likit nitelikte olmadığı-
Davalılar ile 20.10.2005 tarihinde daire satımına ilişkin harici sözleşme imzaladığını, sözleşmeye uygun olarak ödemelerini yaptığını ancak ikazlarına rağmen yerin teslim edilmediğini ve devrinin yapılmadığını, harici sözleşme geçersiz olduğundan alcağın tahsili için icra takibi başlattığını,takibe haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %40'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına-
Kasko niteliğindeki alacağının likit olmadığı-
CP firması bayii sıfatı ile yem alım satım işi yaptığını, davalı borçluya fatura karşılığında, yem, süt vb. ürünleri sattığını, teslimin gerçekleştiğini ancak davalının ödeme yapmadığını, aleyhine başlatılan takibe de haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına-
Asıl işveren davacı Rektörlüğün, davalı şirket tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı miktarın rücuen tahsili istemi-
Davalı ile birlikte, davalının dava dışı eşinin borçlu olduğu kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla imza attıklarını, dava dışı asıl borçlunun borcu ödemede temerrüde düştüğünü ve kefil sıtayla kendisinin ödeme yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek, ödemiş olduğu bedelin davalı diğer kefilin payına tekabül eden 8.265,00 TL’lik kısmı için başlattığı icra takibine karşı, davalının yaptığı itirazın iptali ile inkar tazminatına-
Davanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklı yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda trio kart ve esnek ticari hesaptan kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak temerrüt faizi oranı %36.36 olduğu mütalaa edilmişse de mahkemece, bütün alacak kalemleri yönünden yıllık %30.24 oranında temerrüt faizine hükmedilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirdiği gibi, mahkemece 718.834,07 TL toplam talebin 9.745,43 TL'si reddedildiğine göre reddedilen miktar üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmetmek gerekeceği-
İİK mad. 67/2 uyarınca; davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği-
Delil listesinde bizzat kendi ticari defter ve kayıtlarına dayanan davalı tarafın, kesin mehilli ihtar şerhi içeren davetiyenin usulünce tebliğine rağmen, bilirkişi incelemesine esas olmak üzere ticari defterlerin ibraz edilmemesinin davalı taraf aleyhine sonuç doğuracağı- Davacı tarafın ticari defterlerindeki kayıtların da iddiayı doğrular mahiyette olduğu ve bu itibarla takibe konu asıl alacağın kesinleşmiş olduğu gözetilmeksizin karar verilemeyeceği- işlemiş faiz yönünden de gerekli araştırma yapılması gerektiği-
Davanın kabulüne ve takibin devamına karar verilmiş ise de; davacı ile davalı arasındaki araç alım satım sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, davacı, davalı ile aralarında yapılan geçersiz sözleşmeye dayanarak talepte bulunamayacağı- Dosya içerisinde bulunan araç satış sözleşmesi ile davacının, dava konusu aracı, davalının kardeşine sattığı ve bu güne kadar tahakkuk etmiş ve edecek tüm vergi, resim, harç, sigorta ve her türlü ceza ödemelerinin kendisine, bugünden sonraya ait olanların alıcıya ait olacağı kararlaştırıldığından davacı, bu sözleşme tarihine kadar olan tüm cezaları kabul ettiği, davacının, takip konusu alacağın dayanağı olan trafik cezalarını tebliğ alınca, davalıya herhangi bir ihtar göndermediği ve trafik cezalarına ve faizlerine herhangi bir ihtirazi kayıt koymadan vergi dairesine ödediği, davacının takip konusu trafik cezalarından kaynaklı vergi dairesine ödediği parayı, davalıdan talep edebileceğini hukuki deliller ile ispatlayamadığı bu doğrultuda davanın reddine karar verilmesi gerektiği-