Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan para alacağına ilişkin davanın, para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, davacının ikametgahı mahkemesinde de açılabileceği-
Kendisini vekille temsil ettirmediği halde davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Davalı şirket hakkında davacı kurumca 4857 sayılı Kanun'un 30. maddesine göre çalıştırmak zorunda olduğu özürlü kontenjanı açığını kapatmadığı için tahakkuk ettirilen idari para cezasına davalı şirketin itiraz ettiği, Sulh Ceza Mahkemesinin itirazın reddine karar verdiği, bu karara karşı yapılan itiraz üzerine Asliye Ceza Mahkemesince itirazın reddedildiği ve idari para cezasının kesinleştiği ve bunun üzerine ilamsız icra takibi yapıldığı görülmekle, davacı idari para cezasının tahsili konusunda takip yapmakta hukuki yararının her aşamada bulunduğu ve icra takibine girişilmesi için kesinleşmesine gerek olmadığından mahkemece itirazın iptali davasında işin esasının incelenmesi gerektiği- "takip konusu alacağın takip tarihi itibariyle muaccel olmadığı" gerekçesiyle davanın reddedilmesinin hatalı olduğu-
% 20 olarak değiştirilen icra inkar tazminatı oranının 5.7.2012 tarihinde yürürlüğe girdiği ve bu hüküm ancak bu maddenin yürürlüğünden sonraki takipler de uygulanabileceği-
Hizmet sözleşmelerinden doğan işçilik alacaklarına ilişkin uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görülmesi gerektiği-
Davalılar aleyhine açılan icra takibinde, itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın reddine karar verildiğine ve red sebebi ortak olduğuna göre karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca bu davalılar lehine 1.800,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklının, kötüniyetli kabul edileceği- Alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususunun, borçlu tarafından kanıtlanması gerektiği- İtirazın iptali davasında, davacı banka kötüniyetli olarak takip yaptığı yasal delillerle kanıtlanamamış olduğundan, icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince ödenen paraların iadesinden kaynaklı itirazın iptali davasının kabulü halinde davacı yararına icra-inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Ceza mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet hükmü ile saptanan maddi vakıalar hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olduğundan, fatura alacağına ilişkin itirazın iptali davasında, ceza mahkemesince verilen kararın sonucu ve kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği-
İtirazın iptali davası, yargılamanın safahatında, alacak davası olarak ıslah edildiğinden, mahkemece HMK. mad. 178 ve 180 uyarınca işlem yapılması gerektiği-