Mahkemece davaya konu faturanın kapalı fatura olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de söz konusu faturayı düzenleyen davacı alacaklının imzasının faturanın üst kısmında bulunmuş olması, alt kısmındaki imzanın ise davalıya ait olması nedeniyle düzenlenen faturanın kapalı fatura olmadığının, açık fatura olduğunun anlaşıldığı, mahkemece faturanın açık fatura olduğu hususu gözden kaçırılarak yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davanın, iş yeri (dükkan) satışından kaynaklanmakta olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 4. maddesi kapsamında ticari dava niteliğinde olduğu, bu sebeple TTK.’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli olup, mahkemece işin esasına girerek karar vermek gerekeceği-
Yetkili icra dairesinde takip yapılmasının itirazın iptali davasında dava şartlarından biri olduğu, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edildiği durumlarda mahkemece İİK.nun 50.maddesi gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı ile davalı arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesi ve ekleri olan şartnamelerin hükümleri incelendiğinde, davacı Rektörlüğün çalıştırılacak işçiler ile ilgili işe başlama, çalışma koşulları, denetleme, mali haklarının ödenmesi ile ilgili denetim ve kontrolü tamamen elinde bulundurduğu, işçilerin iş akitlerinden doğacak dava konusu alacaklardan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda bir düzenlemenin bulunmadığı, tacir olan davalının çalıştırdıkları işçilerin fiili işçilik dışında sair tazminat haklarından sorumlu olacaklarını bilebilecek durumda oldukları, davacının da asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olduğunun kabulü gerektiği-
Davalının, mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunduğu, zamanaşımı def’i, bir hakkın ileri sürülebilmesine engel olgulardan olduğu, bu nedenle öncelikle ve hadise hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerektiği-
Davaya konu fatura bedellerinin iadesi istemiyle belediye tarafından dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğu, davalı tarafın bu dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep etmesine rağmen mahkemece, bu konuda karar verilmediği, davalar arasında bağlantının bulunduğu bu durumda davaların birleştirilerek ve birlikte görülmesi veya bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerektiği- Davacı şirkete ait ticari defterler ile belediye kayıtları karşılaştırılmak suretiyle gerekli incelemenin yapılmadığı, davacı şirketin ticari defterleri ile belediye kayıtları üzerinde uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Alacak likit ve belirlenebilir mahiyette olup, İİK.'nun 67. maddesi uyarınca hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekeceği-
Davacının takip talebinde, takip tarihine kadar işlemiş faiz talebi bulunmadığı halde mahkemece bilirkişi raporuyla tesbit edilen işlemiş faizin de anaparaya eklenmek suretiyle talep aşılarak hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Davacı tarafından dava dışı Orman İşletme Müdürlüğü’ne verilen teminat mektubu bedeline ilişkin faiz ve giderlerinin davalı kooperatiften talep edilemeyeceği, bu sebeple Orman İşletme Müdürlüğü’ne verilen teminat mektubu bedeline ilişkin faiz ve giderlerinin alacak miktarından düşürülerek karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olup bu husus karşı davalılar (asıl davada davacılar) yararına usulü kazanılmış hak niteliğinde olduğundan, mahkemece, karşı davada, avukatın murisin ölüm tarihi itibariyle kesinleşen dosyalar bakımından ücrete hak kazandığı gözetilip hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-