Takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılmayan belgenin itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılmasının da mümkün bulunmadığı- Mahkemece, takip konusu edilen fatura ile talep edilen alacak miktarının farklı olduğu, davalı tarafça bu hususa muvafakat verilmediği de gözetilerek, davanın, takip konusu edilen fatura ile sınırlı olması nedeniyle bu kapsamda inceleme yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, takip tutarı olarak belirtilen alacak hakkında ve taraflar arasındaki tüm borç ilişkisini kapsayacak şekilde, cari hesap dökümüne göre inceleme yapılarak, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tüketici sözleşmeyi feshetmeyip kartı kullanmaya devam ettiğine göre "ahde vefa" ilkesi uyarınca sözleşmeye uymak zorunda olduğu ve bu nedenle davacının ödediği nakit avans çekim komisyonunun iadesine ilişkin isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının takibinde kötüniyetli olduğu kanıtlanmadıkça dava reddedilmiş olsa bile, davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilemeyeceği, alacaklının takibinde kötüniyetli olduğunun ispatının davalıya ait olduğu, davalının, alacaklının kendisi aleyhine kötüniyetli olarak takibe giriştiğini ispatlamak zorunda olduğu-
İki davalı şirketin iflaslarına karar verildiği, iflas tasfiye işlemlerinin İstanbul İflas Müdürlüğü’nün dosyaları üzerinden yürütüldüğü anlaşıldığından, bu davalılar bakımından İİK. m. 194 uyarınca işlem yapılması gerektiği-
Davalının ödeme savunmasında bulunmuş olup, ödeme olgusunu yazılı belgelerle ispat etmesi gerekeceği, dosyaya ödeme olgusunun ispatı için sunulan belgeler (dekont ve ibranameler) davacı tarafça kabul edilmemekte, hatta dekonttaki imzaya da itiraz edildiğinden, davalının ödeme olarak sunduğu dekonttaki imzanın davacı tarafa aidiyeti ile ibranamelere konu ödemeleri davacı tarafın isteği ile yaptığını yazılı delillerle ispat etmesi gerekeceği-
Davacı yaptığı takipte her ne kadar haksız ise de; kötüniyetli olduğu davalı tarafından ispatlanamadığından, davacı aleyhine haksız ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Sulh hukuk mahkemesince delil tespiti yapılmış ise de, bu delil tespiti davalıların gıyabında yapılmış olup, aynı zamanda davalılar iş bu tespit raporuna itiraz ettiklerinden sulh hukuk mahkemesince yapılan delil tespitinin davalılar bakımından bağlayıcı kabul edilemeyeceği-
Davalı tarafından davacı aleyhine yapılan icra takibinin itiraz üzerine durduğu ve itirazın iptali davası açıldığı anlaşıldığından, itirazın iptali davasında ileri sürülmesi mümkün hususun (alacağın temlikini içeren temliknamenin hükümsüzlüğünün tespiti) tespit davasına konu edilemeyeceği-
İhtiyati haciz talep edilirken bankacılık hizmetleri sözleşmesi, kredi kartı sözleşmesi, hesap ekstreleri, hesap kat ihtarı ibraz edildiğinden mahkemece yaklaşık ispatın gerçekleştiği; ihtiyati haciz isteminin kabulü gerektiği-
Faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada, davaya konu fatura, irsaliyeli fatura olup teslim alan şahsın davalı çalışanı olduğu da anlaşıldığından, davalı tarafından faturaya konu malla ilgili vergi dairesine BA formunda bildirimde bulunulduğundan ve davalının bunu daha sonra kayıtlardan çıkarmasının önemi bulunmadığından faturaya konu malların davalı tarafından teslim alındığının kabulü gerektiği-