Davacı şirketin Çin'deki ticari işleri için davalıya verilen avansın kullanılmayan kısmının tahsiline ilişkin dava açısından önem arz eden ilgili dosyasının kesinleşmesi beklenmesi gerektiği-
Davacının davaya konu parayı, davalının çalıştığı dava dışı şirketi temsilen gönderdiği, dolayısıyla paranın gönderilme amacının hizmet ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevli mahkemenin İş mahkemeleri olduğuna karar verilmiş ise de; taraflar arasında işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan hizmet akdi bulunmadığından, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu-
Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulünün zorunlu olduğu, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olmasının da şart olmadığı- Satın alınan araca yapılan bakım, tamir vs. masrafı ile ödenen bedelin iadesi açılan icra takibine konu alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Taraflar arasında danışmanlık hizmeti verilmesine ilişkin anlaşma yapıldığı ve hizmetin verildiği ve davalının kabulüne göre, danışmanlık hizmetine ilişkin komisyon ücreti davacı tarafla birlikte hareket eden dava dışı bir kişinin talebi ile şirketin hesabına yapılmış olup davacının dava dışı bu kişi ile birlikte danışmanlık hizmeti verdiğinin ve davacının bilgisi veya onayı ile ödemenin şirket hesabına yapıldığının yani davalı şirketce yapılan ödemenin geçerli olup olmadığının ispat yükü davalının üzerinde olduğundan ve davalı taraf iddiasını yasal delillerle ispat etmek zorunda olduğundan, mahkemece, ispat külfeti ters çevrilerek, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacının mernis adresine Tebligat Kanunu 21. madde hükümlerine göre yapılan duruşma günü davetiyesi içeren tebligatta haber verilen komşu ismi yazılmadığı gibi imzanın da olmadığı anlaşıldığından, davacıya Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun tebligat yapılmaksızın savunma hakkı kısıtlanarak, delilleri toplanmadan hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı kurumun, idari para cezası kesinleşmeden icra takibini başlatması ve davalının süresinde yaptığı itiraz üzerine yetkili icra dairesi dosyası üzerinden takibe devam edilmiş olduğu, takip tarihinde henüz kesinleşmiş ve likit hale gelmiş bir idari para cezasının varlığından söz edilemeyeceği anlaşıldığından davalı aleyhine asıl alacağın icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Davacı bankanın kredi kapama açıklaması ile gönderilen paradan 18 aylık iki adet telefon faturası bedelinin ve bir kısım kredi taksitlerinin ödenmiş olduğu nazara alındığında, davalının 18 ay boyunca telefon faturalarının ödenip ödenmediğini, ödenmiş ise ne şekilde ödendiğini keza aynı şekilde kredinin ödenip ödenmediğini takip etmediği anlaşılmakla mahkemece bu hususta tarafların kusur veya varsa müterafik kusur durumunun, alanında uzman bilirkişi veya bilirkişi heyeti marifetiyle taraf ve yargı denetimine uygun şekilde belirlenmesi gerektiği-
Profesyonel futbolcu sözleşmesinden "maaş, garanti, maç başı ve asgari ücret olmak üzere değişen miktarlarda ödeme kalemlerine" yer verilmiş; maç başı ücreti, "süper lig resmi maçları" ile sınırlı olmak üzere ve 34 resmi maça bölünmek suretiyle yekün miktar olarak belirlenmiş, Türkiye Kupası maçları buraya dahil edilmemiş olduğundan, maç başı ücretler yönünden sadece süper lig maçları dikkate alınıp, buna göre bir hesaplama yapılması gerektiği- İtirazın iptali davasında asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, faiz alacağı gözetilerek karar verilmesinin hatalı olduğu-
Su borusunun patlaması nedeni ile aracı zarar gören davacının delil tespiti yaptırarak talep ettiği ödemeyi davalı kurumdan istediği, ödenmemesi üzerine icra takibi başlattığı anlaşılmakla, itirazın iptaline karar verilmesi üzerine, dava ve takibe konu alacak likid (belirli) olmadığından, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Müvekkilin, azilnamede bildirmiş olduğu azil sebepleri ile bağlı olmayıp, açılan bir davada yeni ve başkaca azil sebepleri bildirebileceği- Davalının, cevap dilekçesi ile"haczedilen mallarının satışının istenilmemesi" nedeni ile zarara uğradığını savunup, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonraki bir aşamada, "davacının icra takip dosyasında işlemleri ağırdan aldığını ve makul sürede yapmadığını" ileri sürmesinin ise savunmanın genişletilmesi kapsamında olduğu (HMK. mad. 141)- Davalının cevap dilekçesinde bildirmiş olduğu azil sebebi ile bağlı olup, davalının savunmanın genişletilmesi niteliği taşıyan azil gerekçelerinin dinlenilmeyeceği-