Yangının çıkış nedeni, çıkış nedenine göre tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek davalıların oluşan zarardan dolayı sorumlu olup olmadıklarının sonucunda oluşan gerçek zarar miktarının tespiti açısından, dosya kapsamındaki fotoğraflar, yangın raporu, hasar dosyaları değerlendirilerek, tarafların delilleri tam olarak toplanıp yerinde konusunda uzman bilirkişi heyeti ile keşif yapılıp, sonucuna göre karar vermek gerekirken, keşif yapılmadan düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Bilirkişi raporunun hükme esas alındığı belirtilmesine karşın, davanın tam kabulüne karar verilerek infazda tereddüt oluşturarak, gerekçede de çelişkiye düşecek şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu- Alacak miktarı likit (belirli, muaccel) olmayıp, alacak miktarının tesbiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği- Görevsizlik kararı verilen mahkemedeki vekalet ücretinin yetkili mahkemede hüküm altına alınması gerektiği (HMK. mad. 331/2)-
Noterde yapılan satış vaadi sözleşmesinde, bedelin davalıya ödendiği yazılı olduğundan, davalının bu sözleşme gereği kendisine her hangi bir ödeme yapılmadığını yazılı delil ile kanıtlaması gerektiği- Davalı yemin deliline de dayandığından, mahkemece; davalıya, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Satış için davalı tarafından vekalet verildiği ve bu vekalete istinaden satışın yapıldığı tapu satış senedi ile sabit olup aksi kesin deliller ile ispat edilemediğinden, mahkemece işin esasına girilmesi gerektiği-
Davacı tarafından 3.037,21 TL asıl alacak olmak üzere toplamda 3.366,59 TL üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine duran takip sonucu açılan bu davada ise davacı tarafından dava değerinin 3.366,59 TL gösterilerek ve harcı yatırılarak açıldığı anlaşıldığından dava değeri göz önüne alındığında Hakem Heyeti görev sınırı olan 3.300,00 TL’nin üzerinde kalmakta olup uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemeleri görevli olduğu-
Havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmemesi halinde, gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiğinin kabul edileceği- Havalenin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği- Miktar ve niteliği itibariyle davalının açık muvafakatı olmadan tanık dinlenemeyeceğinden dinlenen tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği-
Aracın 18.500,00 TL bedelle satıldığını iddia eden davacının HMK. mad. 200 gereğince bu iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği- Davalının da ödeme olgusunu HMK. mad. 200 gereğince yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği-
İtirazın iptali davasında, davalı davacının kötüniyetli olduğunu iddia ve ispat etmemiş olduğundan, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceği-
Asıl ve birleşen davada davacı vekilince birleşen davada reddedilen kısma ilişkin bulunan iki adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalının defter kayıtlarını bu sebeple ibraz etmediği ileri sürüldüğü, Yargıtay bozma ilamına uyulduğu ve asıl ve birleşen davada davacı yararına usuli kazanılmış hakkın doğduğu da gözetilerek belgenin içeriği konusunda davacının beyanının kabul edileceği sonucuna varılarak birleşen davada reddedilen kısma ilişkin iki adet fatura yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davacı şirket, davalı ile kızının düğününü gerçekleştirmek üzere yapılan sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlığın 4077 s. K. mad. 23 uyarınca tüketici mahkemelerinde bakılacağı-
Yetkili icra dairesinin neresi olduğu belirtilmeden yapılan yetki itirazının geçersiz olduğu-