İİY'nın 349 uncu maddesi uyarınca şikâyet dilekçesiyle açılması gereken davanın, 5271 sayılı CYY'nın 170 inci maddesi uyarınca iddianame ile açılmış bulunmasında isabet görülmemiş ise de, somut olayda kendisinden kaynaklanmadığı için müşteki aleyhine sonuç doğurmayacağı kabul edilen bu hata, davayı kamu davasına dönüştürmeyeceğinden, İcra ve İflas Yasasının 349 uncu maddesinin 2 inci fıkrasındaki, "iki taraf tayin olunan gün ve saatte icra mahkemesinin huzuruna gelmeğe veya vekil göndermeye mecburdurlar" hükmü ile 6 ncı fıkrasındaki, "şikâyetçi muayyen zamanda gelmez ve vekil de göndermezse şikayet hakkı düşer" biçimindeki düzenleme karşısında; yerel mahkemece, geçerli bir mazereti bulunmayan müşteki vekilinin 11.09.2008 tarihli oturuma katılmamış olması nedeniyle "müştekinin şikâyet hakkının düşmesi" yerine, önceki hükümde direnilmek suretiyle beraat hükmü verilemeyeceği-
İcra İflas Yasasının 331. maddesinde düzenlenmiş bulunan ve kovuşturması şikâyete tabi olan alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksiltmek suçunda, şikâyetin İcra İflas Yasasının 347. maddede belirtilen süreler içinde ve 348 ve 349. maddelerde yetkili mahkeme olarak gösterilen İcra Ceza Mahkemesine yapılması ve dava açma ile davayı yürütme yönteminin de 5271 sayılı CYY hükümleri uyarınca değil, Yasanın 349. maddesinde belirtilen usule göre belirlenmesi gerekmekte olup, 5271 sayılı CYY'nın 170. maddesi uyarınca iddianame düzenlenmesine gerek bulunmadığı gibi, şikâyet dilekçesiyle açılması gereken davanın usulüne uygun olmayacak bir biçimde iddianame ile açılmış olması, davayı kamu davası niteliğine de dönüştürmeyeceğinden, şikâyetçinin muayyen zamanda duruşmaya gelmemesi veya vekil göndermemesi halinde şikâyet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerekeceği-
“Alacaklısını zarara uğratmak kastıyla mevcudunu eksiltmek suçu” hakkında iddianameyle dava açılması gerekmeyip, şikayetçi tarafından icra mahkemesine verilecek dilekçeyle veya şifai beyanla yargılamaya başlanması gerekeceği-
Şikâyet dilekçesi altında davacı vekilinin Av. Ö.Ş. olmasına ve dilekçe üzerinde el yazısı ile duruşma gün ve saati belirtilmeden, "duruşma gün ve saatini aldım. S.M." isim ve imzası bulunanın şikâyetçi vekili olmaması, tensibin dilekçeyi havale tarihinden 42 gün soma düzenlenmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, duruşma gününün usulüne uygun olarak şikâyetçi vekiline tebliğ edilmediğinin kabulü gerekeceği-
Şikayetçinin mazereti hakkında bir karar vermeden, şikayetçinin yokluğunda “sanığın beraatine” karar verilemeyeceği-
Tayin edilen duruşma gününün, imzası karşılığında müşteki veya vekiline bildirilmediği gibi meşruhatlı davetiye de tebliğ edilmediği dikkate alınmadan, duruşmaya gelmediğinden bahisle müştekinin şikâyet hakkının düşürülmesine karar verilemeyeceği-
Sanığa tebliğ edilen duruşma davetiyesine, CMK.’nu ile İİK.’na göre açıklama yazılması gerekirken, HMK. ya göre ihtar yazılarak yokluğunda yargılama yapılamayacağı-
İİK.’nun 331. maddesi gereğince açılan davaların takibinin şikayete bağlı olduğu, iddianameyle bu maddedeki suç hakkında dava açılamayacağı-
Stajyer avukatların icra ceza mahkemesindeki davaları takip edebileceği-