Sanığın üzerine atılı suçtan dolayı yapılan yargılamada, şikayetçi veya vekilinin kabul edilen mazeretleri dışında duruşmalara katılmaları zorunlu olup, mahkemece yapılan yargılama sırasında düzenlenen duruşma tutanağının incelenmesinden “şikayetçi veya vekilinin oturuma katılıp katılmadığının anlaşılamaması karşısında”, anılan tarihteki duruşmaya şikayetçi veya vekilinin iştirak edip etmediği usulüne uygun olarak araştırılarak, katılmadığının belirlenmesi halinde “şikayetçinin şikayet hakkının düşürülmesine” karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesince “şikayetçinin şikayet hakkının düşürülmesine” karar verilirken, ayrıca kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar lehine de avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Sanığın İİK.’nun 337/a ve 345/a maddelerine muhalefet etmek suçlarından cezalandırılmasına karar verilmesi talep edildiği halde, mahkemece sadece “İİK.’nun 337/a maddesine muhalefet etme” eyleminden dolayı beraat kararı verilirken, “İİK.’nun 345/a maddesi” hakkında hüküm kurulmamış olmasının isabetsiz olacağı-
Sanığın üzerine atılı bulunan “Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçu”nun yaptırımının İİK.’nun 337/a maddesinde “üç aydan bir seneye kadar hapis cezası” olarak gösterilmiş bulunduğundan, mahkemece “sanığın üç ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” şeklinde hüküm kurulamayacağı, ayrıca anılan kararda “verilen mahkumiyet kararına karşı başvurulacak kanun yolunun neresi olduğu, süresi, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceği”nin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekmesine rağmen, kararın bu hususları açıkça içermemesi nedeniyle, verilen karara yönelik itirazın kabulü gerekeceği – Hükmedilen ceza “temyiz kanun yolu” na tabi olmasına rağmen, kararda “itiraz kanun yolu”na tabi olduğunun belirtilerek tarafların yanıltılamayacağı-
İİK’nun 331. maddesinde; bu maddede düzenlenen suç karşılığında “6 aydan 3 yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası” yaptırım altına alınmış olmasına rağmen, mahkeme sanığın “6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” dair verilen mahkûmiyet kararının isabetli olmayacağı; ayrıca verilen karara karşı “temyiz” yolu yerine “itiraz” yoluna başvurulacağının belirtilmesinin de yasaya aykırı olacağı-
İcra müdürlüğünde işlem yaptıran alacaklı-şikayetinin, sanıkların üzerlerine atılan “gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu” nu işlediğini öğrenmiş olacağı, İİK.’nun 347. maddesinde belirtilen üç aylık süre geçtikten sonra şikayette bulunması halinde, mahkemece “şikayetçinin şikayet hakkının düşürülmesine” karar verilmesi gerekeceği
Müşteki vekilinin hazır olduğu celsede yargılamanın 16/5/2009 tarihine ertelenmesine karar verildiği halde, somadan el yazısı ile duruşma tarihinin 16/6/2009 olarak düzeltilmesi ve düzeltmenin hâkim onayını içermemesi ve düzeltilmiş duruşma tarihinin taraflara bildirilmemesi karşısında, 16/6/2009 tarihinde dosyanın ele alınarak, müşteki vekilinin duruşmaya gelmediğinden bahisle şikâyet hakkının düşürülmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Aynı alacaklı tarafından aynı borçlu hakkında birden fazla icra takibi başlatılsa dahi, suçun sabit olması halinde tek eylemden dolayı “ticareti terk suçu” nedeniyle sanığın bir kez cezalandırılmasının mümkün olabileceği, her iki takip dosyası birleştirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekeceği; işlendiği ileri sürülen tek suçtan dolayı ayrı dosyalardan yargılama yapılarak iki ayrı karar verilemeyeceği-