Şikayetçiye duruşma gününü bildiren davetiye çıkarılmaması ve İİK'nun 349/1. maddede belirtildiği gibi "imzası da alınarak duruşma günü de bildirilmemesi" halinde, "duruşmaya gelmediği"nden bahisle "şikayet hakkının düşürülmesine" karar verilemeyeceği–
Taahhüdü ihlal eylemi nedeniyle borçlunun, İİK' nun 349 ve 350 inci maddelerine aykırı olarak evrak üzerinde yapılan değerlendirme sonucu İİK'nun 340 ıncı maddesi uyarınca 10 gün tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesi, savunma hakkının bütünüyle ortadan kaldırılması sonucunu doğuracağı-
"Taahhüdü ihlal" suçundan (İİK. 340) dolayı -İİK. 349 ve 350 hükümlerine aykırı olarak- duruşma yapılmadan -evrak üzerinde değerlendirme yapılarak- "borçlunun on gün tazyik hapsi ile" cezalandırılamayacağı–
İİK'nun 349 uncu maddesine göre, mahkemenin duruşma için sanığa celpname göndermesi zorunludur. Sanık başka yerde oturduğu takdirde istinabe suretiyle sorguya çekilmesi gerekeceğinden, bu kez celpnamenin istinabe edilen mahkeme tarafından çıkarılması gerekir. Sanık yargılamayı yapan veya istinabe edilen mahkeme önüne gelmez veya müdafi göndermez ve duruşmada bulunmasına lüzum görülmezse, ancak bu takdirde yokluğunda yargılama yapılması mümkündür. Sanığa celpname gönderilmeden yokluğunda yargılama yapılıp karar verilmesi, savunma hakkının bütünüyle ortadan kaldırılması sonucunu doğurduğundan, yasaya mutlak aykırılık oluşturduğu-
İcra suçlarından dolayı icra mahkemesince duruşma açılarak yargılama yapılmadan evrak üzerinde karar verilemeyeceği–
İİK. 349/I hükmüne göre "duruşma gününün şikayetçiye kalemde tebliği"nin esas olduğu–
5358 sayılı Yasa ile değişik İİK'nun 346 ncı maddesinin "son" fıkrası ile aynı Kanununun 16 ncı babında yer alan suçlarla ilgili davalara icra mahkemesinde bakılacağının düzenlenmesine, öte yandan yargılama usulünü düzenleyen İİK'nun 349 uncu maddesinde de 5358 sayılı Yasa ile bir değişiklik yapılmadığı gözetildiğinde, sanıkların eylemlerine uyan İİK'nun 331 inci maddesinden dolayı asliye ceza mahkemesince verilen görevsizlik kararı nedeniyle davaya bakan icra mahkemesince müşteki vekili adına çıkartılan davetiyenin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelmeyen şikâyetçi hakkında İİK'nun 349 uncu maddesine göre uygulama yapılmasında isabetsizlik bulunmadığı-
İİK'nun 338. maddesinde düzenlenmiş olan "gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" suçu yönünden, diğer icra suçlarından farklı bir yargılama usulünün öngörülmemiş olduğu–
İİK. 331'de düzenlenen ve "alacaklısını zarara sokmak kasdıyla mevcudunu eksiltme" suçundan dolayı, iddianame ile kamu davası açılamayacağı (icra ceza mahkemesine şikayet dilekçesi verilerek dava açılabileceği)–
İİK. 349 ve 350 uyarınca, icra suçları hakkında icra mahkemesinde duruşma açılarak yargılama yapılmadan evrak üzerinde karar verilemeyeceği–