Somut olayda, borçlular vekili tarafından icra dairesine verilen borca itiraz dilekçesinde, senedin teminat senedi olduğu sebebi ileri sürülmediğinden ve senedin teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılamadığından, borçluların itirazın kaldırılması aşamasında ileri sürdüğü teminat senedi iddiasının icra mahkemesince incelenemeyeceği-
Takip yapılan ve ödeme emri gönderilen borçlu şirket ile itiraz dilekçesini sunan şirket iki farklı tüzel kişilik olduğundan, üçüncü kişi vekilinin yaptığı itirazın borçlu yönünden hukukî sonuç doğurmayacağı- Borçlu şirket ile itiraz dilekçesini sunan üçüncü kişi şirketin vekillerinin aynı olmasının da itiraz dilekçesine geçerlilik kazandırmayacağı, icra dairesince takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği-
Kira sözleşmesinde yeni kira dönemi başlamadan en az bir ay evvel bildirimde bulunularak kiralananın boşaltılabileceği aksi halde tüm kira bedellerinden sorumlu olunacağı şartı yer almışsa da; TBK’nın 347. maddesi hükmü uyarınca bu sürenin en az 15 gün olması gerektiğinden, kiracı aleyhine kanuna aykırı olarak yapılan bu düzenlemenin onu bağlamayacağı, kiraya veren, anahtarın ........... tarihinde teslim edilmediğini, .... Noterliği’nin ........ yevmiye numaralı anahtar teslim tutanağının tebliğ tarihi olan .......... tarihinde anahtarın teslim alındığını beyan etmiş olmakla kiracı tarafından aksi yazılı delille ispatlanamadığından anahtar teslim tarihi bakımından kiraya verenin beyan ettiği tebliğ tarihinin esas alınması gerekeceği- Alacaklının icra takibinde dayandığı kira sözleşmesinde 2. yıldan sonra kira bedelinin artırılacağına ilişkin taraflar arasında herhangi bir anlaşma yapılmamış olup, önceki dönem kira bedeli konusunda ise yıllık kira bedelinin .......... TL olduğunun sözleşme ile sabit olduğu, kira artış oranı konusunda anlaşma yapılmadığı anlaşıldığından İİK'nın 63. madde hükmü gereği borçlu kiracının senet metninden anlaşılan itiraz sebebini değiştirebileceği ve genişletebileceği, o halde Bölge Adliye Mahkemesi’nce, kiracının, yeni kira döneminin başlangıcından itibaren anahtar tesliminin kiraya verene bildirildiği tarih olarak kabul edilen tahliye tarihine kadar, önceki dönem yıllık kira bedeli üzerinden hesaplanacak kira borcundan sorumlu olduğu gözetilmek suretiyle bu miktara yönelik itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senedin, senet dışındaki belgeye istinaden teminat olduğuna ilişkin iddianın, İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, aynı Kanun'un 168/5. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yasal beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması gerekeceği- Takibe konu bonoların 'neyin teminatı olduğuna dair' belgenin, yasal beş günlük sürede sunulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Zamanaşımı itirazının, senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasında olduğu, takibin genel haciz yoluyla yapılmış olmasının bono için yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanmayacağı sonucunu doğurmayacağı, somut olayda, takip dayanağı bonoların 15/08/2011 – 30/07/2011- 01/08/2011 -30/08/2011 vade tarihli, olduğu, 06.03.2015 tarihinde genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlu tarafından itiraz dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu, bononun tanzim tarihi itibari ile yürürlükte olan 6762 Sayılı TTK'nun 690. maddesinin yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 662. maddesi gereğince takip tarihi itibariyle üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, mahkemece, borçlunun zamanaşımı itirazı İİK'nun 63. maddesi kapsamında değerlendirilerek alacaklının itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme belgesinin borcu söndüren belge niteliğinde olduğundan, savunmanın genişletilmesi olarak değerlendirilemeyeceği, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği, bu durumda mahkemece dosyada mevcut ödeme belgeleri üzerinde durularak ve davacının söz konusu ödemelere karşı beyanı da alındıktan sonra, yapılan ödemelerin takibe konu aylar kiralarına ilişkin olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İİK’nin 63. maddesi hükmüne göre itiraz eden kiracının, itirazın kaldırılması davasında alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceği, davalı kiracının, istinaf ve temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü iddialar sözleşme metninden anlaşılır nitelikte olup sonradan ileri sürülmesinde bir usulsüzlüğün bulunmadığı, kira sözleşmesinin 1.08. maddesinin değerlendirilerek kira borcunun belirlenmesinin ve buna göre uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiği, bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takip talebinde istenen faiz oranının türünün belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa dahi faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerektiği, ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamayacağı- Takipte, takip sonrası için istenen "% 120" işleyecek faiz oranının, takip tarihinde geçerli olan ticari veya yasal faiz oranına denk gelmediği ve bu oranların oldukça üzerinde olduğu görüldüğünden, alacaklının talebinin ticari faiz olduğu sonucuna varılamayacağı, borçlunun yasal sürede ödeme emrinde talep edilen faiz oranına itiraz etmemesi üzerine kesinleşen bu oran (%120) üzerinden, TBK'nun yürürlük tarihinden sonra ise, işin  ticari nitelikte olmadığı dikkate alınarak, TBK.nun 120. maddesinde öngörülen sınırlamalar nazara alınarak faiz hesaplaması yapılması gerektiği-
Davalı-kiracı, "tahliye taahhüdünün taşınmazın ilk kiralandığı esnada imzalandığını" ileri sürerek tahliye taahhüdündeki tanzim tarihine karşı çıkmış olduğundan, uyuşmazlığın yargılamayı gerektiği ve bu durumda itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Dosya kapsamından davalının, davalı şirketin tek yetkilisi olduğu anlaşılmakta olup, bu durumda kira sözleşmesinin şirket adına imzalandığının kabulü gerekeceği, İİK.'nun 63. maddesinin “İtiraz eden borçlu itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez.” hükmünü içerdiği, anılan madde gereği borçlunun senet metninden anlaşılan itirazlarını yargılamada ileri sürebileceği, itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kiraya veren tarafından kiracıya karşı açılması gerekeceği, davalı hakkında kiracılık sıfatı olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-