İşçinin aynı asıl işverene ait işyerinde aralıksız şekilde birden çok alt işveren nezdinde çalışması durumunda davanın ihbarı ayrıca önem kazandığı- Sadece asıl işverene karşı açılan davada, davalı, davacı işçinin çalıştığı alt işverenlere ihbarını istemiş olup, davacıya bir ödeme yapılıp yapılmadığı ve yıllık ücretli izin hakkının kullandırılıp kullandırılmadığının tespiti bakımından alt işverenlere davanın ihbarı ve özlük dosyalarının temini önem arz ettiğinden, davalının açık talebine rağmen bu talep hakkında eksik işlem yapılarak hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması ve alt işveren tarafından mahkemeye sunulan özlük dosyası da değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece dava konusu olayla ilgili eksik inceleme sonucu hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
Dava dilekçesi ve ekindeki ihtarnamelerden davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının davacı tarafça bilinmekte olduğu anlaşıldığından davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı; davanın reddi gerektiği-
Davalılar arasındaki hukuki ilişkinin işyeri devri olduğu- Davacının ücreti, hizmet süresi vs. taraflar arasında ihtilaflı olduğundan, davacının davayı belirsiz alacak davası olarak açmasında bir usulsüzlük bulunmadığı- Davacı Mayıs ayı ücretinin yarısının ödenmediğini iddia ederek buna göre talepte bulunduğundan, mahkemece talep aşılarak karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tenkis isteği-
Davacının kabul edilen hizmet süresi içinde hizmet dökümünde işten çıkış ve işe giriş tarihleri arasında hiç bir yerde çalışması görünmeyen boşluklar ve çıkış-giriş işlemi olmaksızın değişik kodlarla eksik prim gün bildirimleri davacı asil duruşmaya bizzat celbedilerek bizzat davacı asilden ve ayrıca taraf vekillerinden sorularak, gerekir ise SGK'ndan, alt işverenlerden ve davalı Bakanlık'tan hizmet alım sözleşmeleri, davacının eksik prim günü bildirimlerine ilişkin belgeler, ücretsiz izin belgeleri, puantajlar ve durumu aydınlatabileceği düşünülen sair belgeler celbedilerek, belirtilen bu boşluk dönemleri ile eksik prim günlerinin davacının hizmet süresine dahil edilip edilmeyeceği değerlendirilmesi gerektiği- Bordrolar da incelenerek varsa bu çeşit sair tahakkuklar, hizmet süresine ilişkin bozma sonucu yapılacak araştırma ve inceleme sonucu da gözetilerek inceleme yapılması ve ek tahakkuk olan ayın/ayların hesaplamada dışlanıp dışlanmayacağının uusal bayram ve genel tatil ücreti bakımından değerlendirilmesi gerektiği-  Ulusal bayram genel tatil ücreti bakımından, diğer iş davalarındaki tanık beyannları da gözetilerek davacının dini bayramlarda 2 gün izin yaptığının kabulü ile hesaplama yapılması gerektiği- Dava kısmi eda külli tespit talepli belirsiz alacak davası şeklinde açıldığından, zamanaşımı alacak miktarlarının tamamı için dava tarihinde kesilmiş ise de faiz açısından, kıdem tazminatı hariç diğer talepler bakımından, dava dilekçesi ile talep edilen miktarlara dava tarihinden, ıslah dilekçesi ile talep edilen miktarlara ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği-
Davacının hizmet döküm cetvelinde 1013674 sicil numaralı işyerinde çalışması görünmekle birlikte dosya kapsamından bu işyerinin davalı ile ilgisinin saptanamadığı, bizzat davacı asilden ve ayrıca taraf vekillerinden bu işyerindeki çalışmasının tarih aralığı da belirtilerek bu işyerindeki çalışması sorularak, SGK'ndan, davalı Bakanlık'tan, 1013674 sicil numaralı bu işyerinden, gerekirse Ticaret Sicili Müdürlüklerinden, sair alt işverenlerden bu işyerine ilişkin belgeler, hizmet alım sözleşmeleri, bu işyerine dair SGK belgeleri ve durumu aydınlatacağı düşünülen belgeler celbedilerek, bu işyerinin davalılar ile ilgisi tespit edilip davacının kabul edilen hizmet süresine bu işyerinde geçen çalışma döneminin eklenip eklenmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekeceği- Davacının kabul edilen hizmet süresi içinde hizmet dökümünde işten çıkış ve işe giriş tarihleri arasında hiç bir yerde çalışması görünmeyen boşluklar ve çıkış-giriş işlemi olmaksızın değişik kodlarla eksik prim gün bildirimleri davacı asil duruşmaya bizzat celbedilerek bizzat davacı asilden ve ayrıca taraf vekillerinden sorularak, gerekir ise SGK'ndan, alt işverenlerden ve davalı Bakanlık'tan hizmet alım sözleşmeleri, davacının eksik prim günü bildirimlerine ilişkin belgeler, ücretsiz izin belgeleri, puantajlar ve sair durumu aydınlatabileceği düşünülen belgeler celbedilerek , belirtilen bu boşluk dönemleri ile eksik prim günlerinin davacının hizmet süresine dahil edilip edilmeyeceği değerlendirilerek talebe konu alacak kalemleri bakımından sonuca gidilmesi gerekeceği- Mahkeme hükmünde uygulanan faiz bakımından, dava kısmi eda külli tespit talepli belirsiz alacak davası şeklinde açıldığından, zamanaşımı alacak miktarlarının tamamı için dava tarihinde kesilmiş ise de faiz açısından, kıdem tazminatı hariç diğer talepler bakımından, dava dilekçesi ile talep edilen miktarlara dava tarihinden, ıslah dilekçesi ile talep edilen miktarlara ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekeceği-
Yaşlılık aylığı bağlandığına ilişkin belge işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarihin bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılması gerekeceği, böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcının, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarih olduğu- Dava belirsiz alacağın bir türü olan kısmi eda külli tespit davası olarak açılmış olup, bu dava türünde faiz başlangıcı yönünden, kısmi davasında olduğu gibi, kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep artırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep artırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği-
Davacı işçinin (somut olayda) bir kısım işçilik alacağının miktar ve değerini belirleyebilmesi için, elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması, bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da mümkün olmaması ve alacağının miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hâle geleceği bir durumla karşı karşıya olmadığından ve davacının hizmet süresi konusunda da taraflar arasında ihtilaf bulunmadığından, davacının iddia ettiği ücrete ve hizmet süresine göre kendisine ödenmesi gereken kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarını, kıdemine göre hak kazandığı ve varsa kullandığı yıllık izin süresine göre yıllık izin ücreti alacağını belirleyebilecek durumda olduğu ve bu durumda belirsiz alacak davası olarak açtığı davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği- "Hukuki yararın tamamlanabilir bir dava şartı olduğu ve hukuki nitelendirmenin mahkemeye ait olduğu" gerekçesiyle "direnme kararının onanması gerektiğine" dair görüşlerin HGK çoğunluğunca kabul edilmediği-
Fazla çalışmanın ispatı noktasında sunulan iş yerine giriş çıkış saatlerini gösterir kayıtların da delil niteliğinde olduğu- Davacı işçinin iddia ettiği ücrete ve çalışma süresine göre kendisine ödenmesi gereken kıdem ve ihbar tazminatı alacakları ile ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarını belirleyebilecek durumda olduğu anlaşıldığından, davacının alacaklarını hesaplayabilmesi noktasında objektif veya subjektif imkânsızlıktan bahsedilemeyeceği ve bu durumda, talep edilen alacaklar belirlenebilir nitelikte olduğundan, "belirsiz alacak davası" olarak açılan davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği- "Hukuki yararın tamamlanabilir bir dava şartı olduğu, hukuki nitelendirmenin mahkemeye ait olduğu, bu nedenle direnme kararının onanması" gerektiğine ilişkin görüşün HGK çoğunuğunca benimsenmediği-