Kısmi eda külli tespit talepli belirsiz alacak davasının açıldığı anda alacağın tamamı için zamanaşımının kesileceği, yargılama sırasındaki işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacağından yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceği, bu nedenle yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı def'inin sonuca etkili olmadığı-
Dava belirsiz alacak davasının bir türü olan külli eda kısmi tespit davası niteliğinde olup hükmedilen fazla çalışma alacağında faiz başlangıcı yönünden dava ve talep artırımı (ıslah) ayrımı yapılması gerekirken alacağın tamamı için dava tarihinden itibaren işleyecek faize karar verilmesinin hatalı olduğu-
Dava belirsiz alacağın bir türü olan kısmi eda külli tespit davası olarak açılmış olup, bu dava türünde faiz başlangıcı yönünden Dairemiz uygulamasının kısmi dava esaslarıyla aynı olduğu, bu itibarla ulusal bayram genel tatil ücreti bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı işçilik alacaklarına ilişkin davasını belirsiz alacak davası olarak açmış olup bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre talep arttırımı yoluna gittiğinden ve "talep arttırımı" ıslah olarak kabul edilemeyeceğinden bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle arttırılan talebin dikkate alınmamasının hatalı olduğu- Taraflarca imzalı Protokol ve ayrıca davacı tarafça imzalı prim sistemine dair belgelerden anlaşıldığı üzere verilen hedefin her bir mağaza için % 90 oranında gerçekleşmesi halinde prime hak kazanıldığı anlaşıldığından ve envanter primi yönünden ise kesintilerin işyeri talimatına uygun yapıldığı ve davacıyla e-mail şeklinde paylaşılarak bilgisi dahilinde kesinti yapıldığı bilirkişi raporunda tespit edildiğinden, davacının prim alacaklarının reddi gerektiği-
Tanık beyanlarına itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, taraflar arasında yazılı araç kiralama sözleşmesi yapıldığı, sözleşme gereğince günlük çalışma süresinin 12 saat olduğu ve fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğu zamanlarda bu süreyi aşan saatlerin işletenin alacağına normal saat ücreti olarak ilave edileceğinin kararlaştırıldığı, ayrıca aracın bir aylık kira ücretinin 2.300,00 TL olarak belirlendiği ve ödemelerin her ayın sonunda ... A.Ş.’nin tutmuş olduğu puantaj esas alınarak işleten tarafından kesilecek fatura karşılığında ödeneceğinin belirtildiği, sözleşme süresince davalı tarafından her ay davacıya ödemeler yapıldığı, bu ödemelerin sözleşmede belirtilen aylık ücretin üzerinde olduğu gözetildiğinde, yapılan ödemelerin içerisinde fazla çalışma ücretinin de yer aldığının kabulü gerektiği-.Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin iş sözleşmesi olmadığı, araç kiralama sözleşmesi olduğu, basiretli davranması gereken davacının, sözleşme süresince ihtirazi kayıt olmadan ödemeleri kabul ettiği ve delil olarak dayandığı davalıya kesilen fatura örneklerini ibraz edemediği, bu haliyle dosya kapsamı ile iddiasını ispatlayamadığı-
Davacının ....... TL alacağın davalıdan tahsili istemiyle açtığı davanın, “tahsil amaçlı belirsiz alacak davası” olmayıp, niteliği itibariyle “kısmi eda külli tespit amaçlı” bir dava olduğu, bu dava türünde, talep belirlemeye yönelik “artırım/tamamlama” şeklinde usuli bir işlemin söz konusu olmadığı, davacının “artırım dilekçesi” adı altında verdiği dilekçenin hukuki niteliği itibari ile ıslah dilekçesi niteliğinde olduğu-
Davacı dava dilekçesinde 100.000 TL.lik cezai şartın 20.000 TL.lik kısmına ilişkin dava açmış, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olmaması nedeniyle harcın ikmali için davacıya kesin süre verilmiş, davacı da kesin süre içerisinde harcı tamamlamış olduğundan, cezai şart isteminin 100.000 TL olduğu gözetilerek incelemenin buna göre yapılması gerektiği-
Aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan Sigorta şirketi tarafından düzenlenen aktüeryal raporuna göre davacının maluliyet tazminatının hesaplandığı ve bu doğrultuda sigorta şirketi tarafından davacıya ödeme yapıldığı ve yapılan ödeme sonucunda davacı ile Sigorta şirketi arasında sulh protokolü imzalandığı anlaşılmakla, davacının iddia ettiği (trafik kazasından kaynaklanan) maddi zararın miktarı belirli olmasına rağmen, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, dava konusu edilen zararın gerçekte belirli bir alacak olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği-
İşçinin aynı asıl işverene ait işyerinde aralıksız şekilde birden çok alt işveren nezdinde çalışması durumunda davanın ihbarı ayrıca önem kazandığı- Sadece asıl işverene karşı açılan davada, davalı, davacı işçinin çalıştığı alt işverenlere ihbarını istemiş olup, davacıya bir ödeme yapılıp yapılmadığı ve yıllık ücretli izin hakkının kullandırılıp kullandırılmadığının tespiti bakımından alt işverenlere davanın ihbarı ve özlük dosyalarının temini önem arz ettiğinden, davalının açık talebine rağmen bu talep hakkında eksik işlem yapılarak hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması ve alt işveren tarafından mahkemeye sunulan özlük dosyası da değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece dava konusu olayla ilgili eksik inceleme sonucu hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-