Davacının davasını İcra Müdürlüğü dosyası ve Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası kapsamında kesinleşen borçtan dolayı sorumlu oldukları tutarın davalılardan tahsili talebiyle açtığından dava tarihi itibariyle alacağın miktarını veya değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin mümkün olduğu- Davacı vekili HMK’nın 109. maddesi uyarınca davaya kısmi dava olarak da devam edilebileceğini bildirmiş ise de, iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesinin karşı tarafın açık muvafakatine tabi olduğu, davalının sessiz kalarak muvafakat etmediğini gösterdiği gerekçesiyle davanın HMK’nın 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen kararın onanması gerektiği-
Davacı işçinin kadroya alınmadan önce geçici/mevsimlik işçilikte geçen hizmet süresi dikkate alınarak derece ve kademesinin tespiti ile, buna bağlı olarak ücret, akdî ikramiye, ilâve tediye ve yıpranma primi fark alacaklarının tahsili istemini içeren eldeki dava, belirsiz alacak davası olarak açılabilir mi? Davacının talep ettiği fark işçilik alacaklarının hesaplanabilmesi için, kanunda öngörülen kayıt ve belgeleri tutma ve işçinin bilgisine sunmakla yükümlü olan işverenin sunacağı bordrolara ihtiyaç duyulmakta olup fark ücret, akdi ikramiye, ilave tediye ve yıpranma primi alacaklarının belirlenebilmesinin muhasebe işlemini gerektirdiği- Davacının alacağı gerçek ücrete toplu iş sözleşmesi ile belirlenen zam oranları uygulanarak bulunacak miktardan işverence düzenlenen bordrolardaki ücret mahsup edilerek fark alacağın bulunacağı, bunun için de, iş yerinde kayıt tutma dolayısı ile belgeleme yükümlüsü olan işverenin sunacağı bordrolara ve kayıtlara ihtiyaç duyulduğu- Dört yıla yakın bir süreye ilişkin toplu iş sözleşmesi artışlarından kaynaklanan alacaklarını belirlemesi, davacı işçinin eğitim ve sosyal durumu dikkate alındığında kendisinden beklenemeyeceği gibi, söz konusu alacakların belirlenebilmesi için işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi ve tahkikata ihtiyaç duyulduğundan, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesi ve davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu-
İşçilik alacaklarının çok değişik tür ve nitelikte uyuşmazlık olarak mahkemeler önüne gelebileceği, aynı tür ve nitelikteki işçilik alacaklarında dahi her defasında alacağın belirli veya belirsiz olmasından söz edilmesinin mümkün olmayacağı, her bir somut olayın özelliğine göre mahkemelerin alacağın belirli mi yoksa belirsiz alacak mı olduğunu tespit etmeleri gerektiği, alacağın türü itibariyle bir alacağın belirli veya belirsiz alacak olduğundan söz edilemeyeceği, bu hususta yapılacak içtihadı birleştirmenin, içtihadı birleştirme kararlarının soyut, genel ve her defasında geçerli normatif yapısıyla bağdaşmayacağından içtihadı birleştirmeye gerek bulunmadığı-
Davacı açıkça dava dilekçesinde davayı açarken ve dava değeri belirtirken HMK 107 kapsamında belirsiz alacak davası açtığını belirttiğinden, mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerektiği-
Bayilik sözleşmesinin ihlali ve haksız fesih nedeniyle sözleşme uyarınca talep edilen kar kaybına ilişkin davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığı-
Belirsiz alacak talebi ile açılan davada, davacının, iddianın genişletilmesi yasağı olmadan ve karşı tarafın rızasına ve ıslaha da gerek kalmaksızın talep sonucunu arttırabileceği- Mahkemece "bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı" şeklindeki yanılgılı gerekçe ile davacının miktar açıklama dilekçesi değerlendirilmeden hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının alacağının miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığı gibi talep edilecek miktarın taraflarca tartışmasız ve açıkça belirlenmediği, dava konusu alacağın tespitinin bu haliyle mümkün olmayıp yargılamayı gerektirdiği, bu alacak için davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının mevcut olduğunun kabulü gerekeceği-
Edimler arasında aşırı orantısızlık bulunduğu iddiasıyla açılan alacak davasında, harca esas değer olarak 50.000,00 TL gösterildiği, ancak dava dilekçesinde 450.000,00 TL alacağın bulunduğu açıkça belirtildiğinden mahkemece davacıya dava konusu olan alacak miktarının açıklattırılarak, davasını tam dava olarak sürdürmesi ve toplam alacak üzerinden eksik peşin harcı tamamlaması konusunda kesin süre verilip, sonucuna göre bir karar tesisi gerektiği-
Avukatlık ücretine ilişkin davanın kısmı dava olarak açılabileceği-
Dava konusu alacak belirlenebilir nitelikte olduğundan somut olayda belirsiz alacak davasının 6100 sayılı HMK.' nun 107/1. maddesinde öngörülen şartlarının oluşmadığı, bu durumda öncelikle davacıya dava konusu yaptığı alacak miktarını bildirmesi ve bildirilen alacak tutarı üzerinden harç ikmalinin sağlanması, daha sonra işin esasına girilmesi gerekeceği-