Hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri ve sürpriz karar verme yasağı gereği birleşme tarihinden önce kararın yayınından önce açılan davalarda her iki Daire görev alanına giren bölgelerde verilen kararlar bakımından Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ile Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin belirsiz alacak davaları yönünden önceki uygulamalarına devam edileceği- Davacı tarafça kıdem tazminatı, fazla çalışma, fazla çalışma alacağının %5 fazlası, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacakları talep edilerek belirsiz alacak davası açılmış olup davanın açıldığı tarihte kıdem tazminatı miktarı belirlenebilir olduğundan belirsiz alacak davasına konu edilmezse de, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından daha önce verilen kararlarda hukuki yarar yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğuna bağlı davanın reddi kararları verilmediğinden, Dairenin bu görüşüne güvenilerek belirsiz alacak şeklinde açılan davada belirtilen hususun bozma nedeni yapılmayacağı-
Davacı, sendikaya üye olduğu ve Toplu İş Sözleşmesinden yararlanabileceği tarihi, çalışma süresini, en son ödenen ücreti, toplu iş sözleşmesi gereği alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını, ödenmesi gereken fark ücret alacağı, ilave tediye, akdi ikramiye ve teşvik prim tutarlarını işyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesi hükümleri gereğince belirleyebilecek durumda olduğundan, Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklı söz konusu alacakların belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği-
Islah dilekçesinin verildiği tarih itibariyle Borçlar Kanunu'nda düzenlenen 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresi ile Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen olayın bağlı olduğu 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin geçtiği- Kısmi davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı, ayrıca kısmi davadaki zamanaşımı def'inin de süresinde ileri sürülmediği belirtilerek her iki dava türü karıştırıldığı ve davanın kısmi dava olarak açıldığında duraksama olmadığına göre, ıslah edilen maddi tazminat miktarı yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde davacı tarafça; davalılardan belirsiz alacak niteliğindeki ecrimisil alacağı talep edilmiş olduğunun anlaşıldığı, mahkemece, bu tür davalarda talep edilen alacak miktarının belirtilmemesi nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesinin, gerek hak arama özgürlüğünü kısıtlayacağı gerekse belirsiz alacak davasının özüne aykırı olacağının gözetilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, mahkemece, dava konusu talebin belirsiz alacak niteliğinde olduğu dikkate alınarak işin esası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talep miktarının dava dilekçesinde yer almadığı, anılan noksanlığın giderilebilir nitelikte olmadığından bahisle dava dilekçesinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olacağı-
Sigortalı tarafından hakem heyetine sunulan muvafakat başlıklı yazının dava dışı sigortalının alacağını temlik niteliğinde olmadığı ve hukuken sigorta ettirene talep ve dava hakkını kazandırdığından söz edilemeyeceği-
A.nda açılmaması gerektiği halde belirsiz alacak davası açılmış olduğundan, bu konudaki eksiklik de süre verilerek tamamlanamayacağından, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiği-
Alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda da belirsiz alacak davası açılabileceği, ne var ki, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesinin belirsiz alacak davasının açılabilmesi için yeterli olmadığı, davada bilirkişiye başvurulmasına rağmen, davacı, dava açarken alacak miktarını belirleyebiliyorsa, belirsiz alacak davası açılamayacağı- Şartları bulunmadığı halde, dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda, davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidileceği-
Asgari ücretle çalışan davacının 1 yıllık asgari ücret miktarını belirleyerek sendikal tazminat talebinde bulunması mümkün ise de 6356 s. K. mad. 25/4'de düzenlenen sendikal tazminatta alt sınırın belirtilerek üst sınırı hakimin taktirine bırakılmakla ve kanun hükmünde bir yıldan az olmamak üzere karar verileceğinin belirtildiği anlaşılmakla davacının sendikal tazminat talebini belirsiz alacak davası olarak açabileceği-
Kardeşi olan davalının kendisini silahla yaraladığını, ceza mahkemesince mahkumiyetine karar verildiğini, maluliyetinin bulunduğunu, tedavisinin devam ettiğini belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğu davada,
Davacının toplam hizmet süresince hiç izin kullanmadığının kabul edilmesinin hayatın olağan akışına ters olduğu- Davacının süre belirtmeksizin yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmesi halinde, mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK 194) ve hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK 31) göz önüne alınarak, davacının beyanı alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Dava dilekçesinde davanın “belirsiz alacak davası” olduğuna yönelik herhangi bir ifade yer almamakta olup, davanın kısmi dava olduğu ve bu durumda, davanın türünün artırım dilekçesi ile değiştirilmesinin olanaklı olmadığı-