HGK. 04.07.2019 T. E: 2016/22-2238 , K: 866-
Somut olayda dava dilekçesinin içeriği ve özellikle de alacağın belirlenebilir olmayıp, tüm kayıtların işveren tarafından tutulması nedeniyle, deliller toplanıp alacak miktarı belirlendikten sonra, harcın tamamlanacağına yönelik açıklamalar karşısında, eldeki davanın kısmi dava olarak değil, belirsiz alacak davası olarak açıldığı-
HGK. 04.07.2019 T. E: 2016/22-2239 , K: 861-
4857 sayılı İş Kanunu’nun 8/3’üncü maddesinde, işveren açıkça işçiye temel ücreti ve varsa ücret eklerini gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlü tutulduğu hâlde, işveren tarafından dosyaya Kanun'un kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirerek gerekli belgeleri işçiye teslim ettiğine dair bir delil sunulmadığından ve hesaba esas unsurlardan olan ayni olarak sağlanan yemek ve servis yardımlarının değeri davacı tarafça bilinmediğinden, işçinin alacağını belirleyecek verilerin dava açarken elinde bulunduğundan söz etmenin mümkün olmadığı, o hâlde uyuşmazlık konusu kıdem tazminatının belirlenebilmesi; işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi ile tahkikatı gerektirdiğinden, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı-
İşveren açıkça işçiye temel ücreti ve varsa ücret eklerini gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlü tutulduğu hâlde (İş Kanunu mad 8/3), işveren tarafından dosyaya Kanunun kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirerek gerekli belgeleri işçiye teslim ettiğine dair bir delil sunulmadığından ve hesaba esas unsurlardan olan ayni olarak sağlanan yemek ve servis yardımlarının değeri davacı tarafça bilinmediğinden, işçinin alacağını belirleyecek verilerin dava açarken elinde bulunduğundan söz edilemeyeceği ve uyuşmazlık konusu kıdem tazminatının belirlenebilmesi; işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi ile tahkikatı gerektirdiğinden, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
4857 sayılı İş Kanunu’nun 8/3’üncü maddesinde, işveren açıkça işçiye temel ücreti ve varsa ücret eklerini gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlü tutulduğu hâlde, işveren tarafından dosyaya Kanunun kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirerek gerekli belgeleri işçiye teslim ettiğine dair bir delil sunulmadığından ve hesaba esas unsurlardan olan ayni olarak sağlanan yemek ve servis yardımlarının değeri davacı tarafça bilinmediğinden, işçinin alacağını belirleyecek verilerin dava açarken elinde bulunduğundan söz etmenin mümkün olmadığı, o hâlde uyuşmazlık konusu kıdem tazminatının belirlenebilmesi; işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi ile tahkikatı gerektirdiğinden, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı-
Davacı vekilinin vekaletnamesinde istinaf kanun yolunu da kapsayacak şekilde kanun yollarından feragata dair yetki verilmemiş olduğundan öncelikle feragata dair karar verilebilmesi için, davacı vekiline, söz konusu özel yetkiyi kapsar şekilde vekaletnamenin dosyaya ibrazı için müzekkere yazılmasına, vekilin müzekkereye cevap vermemesi veya yerine getirmemesi halinde ise davacı asıl tarafa aynı yasanın 77. Maddesi gereğince feragatin kabulüne dair dilekçeyi dosyaya ibrazı için müzekkere yazılmasına, yazılan müzekkerede söz konusu eksikliğin giderilmemesi halinde mevcut duruma göre dosyanın inceleneceğinin belirtilmesin ve eksiklikler giderildikten sonra istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesi gerektiği-
Toplu iş sözleşmesi artışlarından kaynaklanan alacaklarını belirlemesi, davacı işçinin eğitim ve sosyal durumu dikkate alındığında kendisinden beklenemeyeceği gibi, söz konusu alacakların belirlenebilmesi için işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi ve tahkikata ihtiyaç duyulduğundan, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinin yerinde olduğu-
Davacı vekili dava dilekçesinde davalıdan talep ettiği maddi tazminatın tam olarak belirlenmesinin bilirkişi raporuyla mümkün olduğunu belirterek ve davacının sonradan kalıcı sakatlığının ortaya çıkması durumunda ayrıca maddi isteme hakları saklı tutarak davasını HMK'nun 107/1 maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açmış; davacının kalıcı iş göremezliğine ilişkin olarak talep edebileceği maddi tazminatın belirlendiği bilirkişi raporundan sonra, ........... tarihli dilekçesi ile talebini artırdığı ve bu bedelin davalılardan tahsilini talep ettiği, bu durumda, davacı vekilinin ............... tarihli dilekçesinin HMK'nin 107/2. fıkrası uyarınca talebin arttırılması niteliğinde olduğu, o halde; mahkemece davacı vekilinin ................ tarihli dilekçesi göz önünde tutularak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı vekili, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak tahsilini talep ettiği meblağı bilirkişi raporu sonrasında ıslah yolu ile arttırmış olup dava dilekçesi ve (HMK mad. 109) kısmi davada, ancak dava konusu yapılan miktar bakımından zamanaşımının kesileceği ve olayın 2014 yılında meydana geldiği, davanın Ağustos 2014'de açıldığı, ıslah talebinin ise Haziran 2017'de yapıldığı gözönüne alındığında, TTK. mad. 1420'de belirtilen süre geçmiş olduğundan, davalının usulüne uygun ve süresinde yaptığı zamanaşımı def'i dikkate alınarak ıslah edilen kısım yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine kararı verilmesi gerektiği-