Alacağın belirli olmasına rağmen belirsiz alacak davasına konu edilmesi durumunda; şartları bulunmamasına, başka bir anlatımla talep edilecek alacak miktarının davanın açıldığı anda tam ve kesin bir biçimde belirlenmesinin mümkün olmasına rağmen belirsiz alacak davası şeklinde açılan davanın, hukuki yarar, yani dava şartı yokluğu nedeni ile usulden hemen reddedilmemesi gerektiği - Zira bir miktar belirtilmek sureti ile açılan belirsiz alacak davasında da alacağın ister belirli ister belirsiz olsun bir eda davası olduğu ve eda davalarında hukuki yararın olduğunun kabulünün gerektiği - Öte yandan davacının dava açmaktan başka bir yolla alacağına kavuşması mümkün değilse ve bir mahkeme kararına muhtaç ise dava açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulünün gerektiği-
Davacı tarafından, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulduğu gibi, faiz açıkça talep edilmiş olup bu durumda, bedel artırım dilekçesinin dava dilekçesinin devamı olduğu gözetilerek tazminatın tamamına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiği- Dava dilekçesinde talep edilen miktara dava tarihinden, ıslahla artırılan miktara ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan geçici-sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı istemi- Mahkemece, davacının maluliyeti ve oranı nedeniyle ömür boyu bakıcıya muhtaç olup olmadığı veya bakıcıya muhtaç ise bunun süresi hususunda Adli Tıp Kurumu'ndan ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Belirsiz alacak davası niteliğinde açılmayan davada; bozmadan sonra ıslah suretiyle talep sonucunun arttırılmasının mümkün olmadığı, fazlaya dair hakların ek dava açılmak suretiyle istenmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemi- İlke olarak davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihi itibarıyla, belirlenen tazminat alacağının tamamı için anılan tarihlere uygun faiz uygulanması gerektiği- Davalı sigorta şirketlerine asıl ve birleşen dava davacısı adına başvuru yapıldığına ilişkin belge bulunmamasına göre, davalı sigorta şirketlerinin asıl ve birleşen dava tarihlerinde temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği- Mahkemece; davalı sigorta şirketleri yönünden hükmedilen tazminatın tamamına dava ve birleşen dava tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken, bedel artırım dilekçesi ile artırılan kısımlara bedel artırım tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğu-
Davacının, kaza sonucu çalışma gücünde oluşan azalma nedeniyle uğradığı zarar, geleceğe ilişkin olduğundan, davacının muhtemel yaşam süresinin Population Masculine Et–Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak belirlenmesi gerektiği-
Davacı yanın iddia ettiği makine operatörlüğü işi, teknik bilgi ve beceri isteyen bir iş olduğundan, davacının sertifika vs. gibi bir belge sahibi olması gerektiği gözetilip bu belgenin temin edilmesi; davacının bu belgeye sahip olduğunun saptanması halinde, yaptığı işin niteliği gereği elde edeceği gelirin emsal araştırması ile saptanması ve asgari ücretin üzerinde gelir elde edeceğinin kabulü gerektiği- Davacının anılan tarzda belge sahibi olmadığının saptanması halinde ise; annesine ait şirkette çalışması olan davacının, ayrıca % 50 hisseli ortağı olduğu ve abisi ile birlikte yönettiği şirket işlerinin yürütülmesinde şahsi emek ve efor sarf etmesinin kaçınılmazlığı, hayatın olağan akışına uygun olduğundan, gelirinin yine asgari ücretin üzerinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği- Mahkemece; davacının CNC makine operatörlüğü konusunda sertifika sahibi olup olmadığı araştırılıp bu belgenin temin edilmesi ile emsal araştırması da yapılarak gelirinin belirlenmesi; bu belgenin temin edilemediği durumda ise, iki ayrı şirkette çalışması olan davacının iki ortaklı Ltd. Şti'nin işlerinin yürütülmesinde şahsi emek ve katkısı olmasının kaçınılmazlığı, bu katkıyı sağlayabilmek için maluliyeti oranında efor kaybının sözkonusu olacağı gözetilmek suretiyle, yine gelirinin asgari ücretin üzerinde olacağı kabulüyle tazminat hesabının yapılması için ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Davalı sigortacının bu sıfatı nedeniyle sorumlu olduğu manevi tazminat yönünden temerrüde düşmesi için, zarar gören davacının başvurusunun bulunması gerektiği, başvurunun bulunmadığı durumda sigortacının en erken dava tarihinde mütemerrit olduğunun kabulü gerektiği- Davacının sadece işgöremezlik tazminatının ödenmesi için, davalı sigortacıya başvurduğu ve başvurusunda manevi tazminat talebi bulunmadığından, davalı sigorta şirketinin manevi tazminat yönünden dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğü dikkate alınmak suretiyle faize karar verilmesi gerektiği, davalı sigortacı için de diğer davalılarla birlikte kaza tarihinden işleyecek temerrüt faizine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tazminat davasının kabulüne, 7.200,00 TL'nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinin isabetli olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan geçici ve daimi iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemi- Davacı kaza tarihinde 13 yaşında olup kaza tarihindeki yaşı itibariyle kazanç getiren herhangi bir işte çalışması söz konusu olamayacağı ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğinden bu zararın oluştuğunun kabulünün hatalı olduğu-
M.lik işçilerin, kıdem, ihbar tazminatları ve yıllık izin ücretlerinin belirsiz olduğu- Yıllık izin ücretleri, kıdem ve ihbar tazminatlarının belirsiz alacak davasına konu olabileceği-