Sigorta şirketinin, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alacağı, sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğünün, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunduğu, 2918 sayılı Yasa'nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğunun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu'na geçtiği, somut olayda, uyuşmazlık hakem heyeti ve itiraz hakem heyeti tarafından geçici işgöremezlik tazminatından Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, yukarı da açıklandığı üzere geçici işgöremezlik talepleri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiğinden davacının talep ettiği geçici işgöremezlik dönemi için karar verilmesi gerekeceği- Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekeceği, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde alınan ve dosyada mevcut Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'ndan alınan 09.09.2019 tarihli maluliyet raporunun esas alınarak yeniden aktüer raporu alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, 818 Sayılı BK’nın 133. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler açıkça belirtilmiş olup davacı sigortalının ihtarname (17.01.2012 tarih ve 0554 yevmiye numaralı) göndermesi, davalı sigorta şirketi tarafından ödenebilir ücretin .......... TL olarak tespit ettiklerini, bu ücretin sigortalıya bildirilmesine rağmen sigortalının bugüne kadar bu ödemeyi kabul etmediği yönündeki savunmaları, davalı sigorta şirketinin davacıyı oyalamaya yönelik bir tutum sergileyip sergilemediği, davacı tarafından açılan hasar tespit davalarının zamanaşımını kesip kesmeyeceği, dava konusu olayda zamanaşımını kesen sebeplerin bulunup bulunmadığı, buna göre ıslah edilen kısım yönünden zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı göz önünde bulundurularak ıslah edilen kısım yönünden davalı tarafın süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı def’i değerlendirilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin, davacı .......'nin yaralanması nedeni ile ayrı ayrı talepte bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi gereği birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen manevi tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesi gerekeceği, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davacılar lehine tek ve eksik vekalet ücreti taktir edilmesi doğru olmayıp bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte olmadığı-
Davacı vekilinin, dava dilekçesinde trafik kazası sonucu oluşan araç hasarı ile yaralanmadan kaynaklı zarar miktarının ileride belirlendiğinde artırılmak üzere belirsiz alacak ve tespit davası açtığını açıkça belirttiği, uğradığı zarar kalemlerinin bilirkişi raporları ile tespiti neticesinde ........... tarihinde HMK 107. maddesi uyarınca harcını yatırmak suretiyle talep artırım dilekçesi verdiği, hal böyle olunca; davacının, davasını belirsiz alacak davası şeklinde açtığı ve alacağın belirli hale gelmesinden sonra ıslaha gerek olmaksızın dava değerinin her zaman artırılabileceği gözetilmeksizin belirli hale getirme dilekçesinin ıslah dilekçesi olarak değerlendirilmesi suretiyle artırılan (belirli hale getirilen) kısım bakımından yazılı şekilde davanın reddedilmiş olmasının doğru olmadığı-
Davacının birden fazla talebini aynı dava dilekçesiyle belirsiz alacak davası açarak ileri sürdüğü şüphesiz olup, her ne kadar yargılama safhasında ibraz edilen dilekçeyle izin alacağının kısmî dava olarak ıslah edildiği beyan edilmiş ise de; davanın niteliğinin kısmî ıslah yoluyla değiştirilemeyeceği, davacının bu yöndeki usulî işleminin sonuca etkili olmadığı- Yıllık izin ücreti belirsiz alacak davasının konusunu oluşturmayacağından, bu talebe yönelik davanın hukukî yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektği- Dava konusu fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, bilahare bedelinin artırıldığı, bu durumda; belirsiz alacak davasının konusunu oluşturan fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti yönünden alacakların tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken dava ve artırım tarihine göre faiz yürütülmesinin isabetsiz olduğu-
Dava dilekçesinde, davanın açıkça, belirsiz alacak davası türünde açıldığı belirtilmediğinden eldeki davanın, belirsiz alacak davası değil kısmi dava olduğunun kabulü gerekeceği, buna göre mahkemece, davanın kısmi dava türünde olduğu kabul edilerek sonuca gidilmesi gerekirken, ıslaha ilişkin sunulan ........... tarihli ve .............. tarihli dilekçelerinden birinin talep artırım birinin ıslah dilekçesi olarak kabulünün doğru olmadığı-
HMK’dan önce açılan "kısmi davanın" ıslah suretiyle "belirsiz alacak" davasına dönüşmeyeceği- Belirsiz alacak davasında alacağın tamamına ilişkin zamanaşımı süresi kesilmekteyken, kısmi davada talep edilmeyen kısım için zamanaşımı süresi işlemeye devam edeceği- Belirsiz alacak davasında davalı tarafça ileri sürülen zamanaşımı def'inin sadece ilk talebi değil, bedel artırım talebini de kapsayacağı ve süresinde zamanaşımı def'inde bulunmaması halinde, arttırılan bedel için sonradan zamanaşımı def'inde bulunulamayacağı- Kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan ceza kanunu uyarınca 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi uygulanacağından ve bu süre de talep arıttım dilekçesinden önce dolmuş olduğundan, mahkemece ıslahla artırılan kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, İtiraz Hakem Heyetince verilen .......... tarihli kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediği-
HUMK döneminde açılan davada, belirsiz alacak davasına ilişkin HMK'nin 107. maddesinin uyuşmazlıkta uygulanma olanağı bulunmasa da, dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 127. madde uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def'inde bulunulabileceği- Ecrimisil hesabının uzmanlık gerektiren bir husus olduğu- Taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarının belirlenmesi gerektiği- Ecrimisil istenilen ilk dönem başlangıç tarihi olarak baz alınmak suretiyle hesaplama yaptırılarak ilk dönem için miktarın belirlenmesi, sonraki dönemler için ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle miktarın belirlenmesi, sonucunda talep miktarı ve kazanılmış müktesep haklar gözetilerek ecrimisile hükmedilmesi gerektiği-
Talebin açıklanmasına ilişkin dilekçe davalılara usulüne uygun tebliğ edilip savunmaları alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğu-