Islah dilekçesinin verildiği tarih itibariyle Borçlar Kanunu'nda düzenlenen 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresi ile Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen olayın bağlı olduğu 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin geçtiği- Kısmi davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı, ayrıca kısmi davadaki zamanaşımı def'inin de süresinde ileri sürülmediği belirtilerek her iki dava türü karıştırıldığı ve davanın kısmi dava olarak açıldığında duraksama olmadığına göre, ıslah edilen maddi tazminat miktarı yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Sigortalı tarafından hakem heyetine sunulan muvafakat başlıklı yazının dava dışı sigortalının alacağını temlik niteliğinde olmadığı ve hukuken sigorta ettirene talep ve dava hakkını kazandırdığından söz edilemeyeceği-
A.nda açılmaması gerektiği halde belirsiz alacak davası açılmış olduğundan, bu konudaki eksiklik de süre verilerek tamamlanamayacağından, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiği-
Alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda da belirsiz alacak davası açılabileceği, ne var ki, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesinin belirsiz alacak davasının açılabilmesi için yeterli olmadığı, davada bilirkişiye başvurulmasına rağmen, davacı, dava açarken alacak miktarını belirleyebiliyorsa, belirsiz alacak davası açılamayacağı- Şartları bulunmadığı halde, dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda, davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidileceği-
Asgari ücretle çalışan davacının 1 yıllık asgari ücret miktarını belirleyerek sendikal tazminat talebinde bulunması mümkün ise de 6356 s. K. mad. 25/4'de düzenlenen sendikal tazminatta alt sınırın belirtilerek üst sınırı hakimin taktirine bırakılmakla ve kanun hükmünde bir yıldan az olmamak üzere karar verileceğinin belirtildiği anlaşılmakla davacının sendikal tazminat talebini belirsiz alacak davası olarak açabileceği-
Kardeşi olan davalının kendisini silahla yaraladığını, ceza mahkemesince mahkumiyetine karar verildiğini, maluliyetinin bulunduğunu, tedavisinin devam ettiğini belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğu davada,
Davacının toplam hizmet süresince hiç izin kullanmadığının kabul edilmesinin hayatın olağan akışına ters olduğu- Davacının süre belirtmeksizin yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmesi halinde, mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK 194) ve hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK 31) göz önüne alınarak, davacının beyanı alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Dava dilekçesinde davanın “belirsiz alacak davası” olduğuna yönelik herhangi bir ifade yer almamakta olup, davanın kısmi dava olduğu ve bu durumda, davanın türünün artırım dilekçesi ile değiştirilmesinin olanaklı olmadığı-
Kısmi davada faiz talebinde bulunulmuşsa aynı alacak ve tazminatların artırıldığına dair ıslah talebinde açıkça faiz istenilmemişse bile faize karar verilmesi gerektiği- Belirsiz alacak davasının bir türü olan külli tespit kısmi eda davasında faiz başlangıcı yönünden Yargıtay 9. HD.'nin uygulamasının, kısmi dava esaslarıyla aynı olduğu (İhbar tazminatı alacağına dava ve ıslah (talep artırım) ayrımı yapılmaksızın dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğu)-
Dava konusu fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının kanıtlanması için tanık deliline dayanıldığı ve söz konusu alacakların tanık anlatımları ile kanıtlanması durumunda hesaplanacak alacak miktarından hâkimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmadığından, somut olayda fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının belirsiz alacak davasının konusu olabileceği-
Şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmesi gerektiği- Şayet açılan davada asgari bir miktar gösterilmişse ve bunun alacağın bir bölümü olduğu anlaşılmakla birlikte, belirsiz alacak davası mı yoksa belirli alacak olmakla birlikte kısmi dava mı olduğu anlaşılamıyorsa, talep, talep türü ve davanın niteliği açıkça anlaşılamıyorsa, talep muğlaksa, aynı davacıya bir haftalık kesin süre verilerek talebinin belirsiz alacak davası mı, yoksa kısmi dava mı olduğunun belirtilmesinin isteneceği-