"Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kaymak kaydıyla..." şeklinde açılan davalarda dava dilekçesinde açıkça 'belirsiz alacak davası' ifadesi yer almadığı sürece davanın kısmi dava olarak nitelendirileceği- Davacı vekili dava dilekçesinde “fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere” şeklinde beyanda bulunarak işçilik alacaklarına ilişkin talepte bulunmuş olsa da dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası şeklinde açıldığına dair bir beyan yer almadığından davanın kısmi dava şeklinde açıldığı - Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olmakla davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişi bunu açıkça dilekçesinde belirtmesi gerektiği- Davacı vekili “davamız belirsiz alacak davasıdır” şeklinde beyanda bulunmuş ise de; davanın türünün bu şekilde değiştirilmesine imkân bulunmadığı-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğinden hukukî yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilen kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağına ilişkin davanın belirsiz alacak mı yahut kısmi dava olarak mı açıldığı-
Dava dilekçesi ile ......... tarihli dilekçeden açıkça anlaşıldığı üzere davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, bu durumda dava belirsiz alacak davası olduğuna göre, bu davanın açılması ile doğacak olan maddi ve şekli hukuk sonuçlarının (zamanaşımının kesilmesi ve diğerleri) bu dava için de geçerli olması gerekeceğinden mahkemece talep artırım dilekçesi ile artırılan miktarlar dâhil olmak üzere ihbar tazminatı, ikramiye, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları tutarının tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin doğru olduğu-
Islah hükümlerinin yorum yoluyla talep artırımına uygulanmasının mümkün olmadığı- Yargıtay 9. Hukuk Dairesince 'eda', 'tespit' ve 'kısmi eda külli tespit' niteliğinde olmak üzere üç ayrı belirsiz alacak davası türü olduğunun kabul edildiği- Kanunda talep artırımın dava türüne göre farklı sonuçların oluşacağı yönünde bir düzenleme bulunmadığı- Kısmi eda külli tespit davalarında artırılan miktarlar açısında faiz başlangıç tarihinin, talep artırım tarihi olarak kabul edilmesi hâlinde ıslahla aynı sonuçların oluşacağı ve talep artırımın ek dava niteliği taşıyacağı anlamına geldiği, bu durumun belirsiz alacak davasının amaç ve sonuçları ile çelişeceği gerekçesiyle verilen direnme kararının isabetli olduğu-
Belirsiz alacak davası tam eda davası olduğundan ek dava açılamayacağı-
Belirsiz alacak davası şeklinde ileri sürülen alacak isteminde, talep tarihi itibariyle tüketici hakem heyetlerinin zorunlu görev sınırı dâhilinde bir dava değeri gösterilmiş olması halinde, öncelikle tüketici hakem heyetine başvuruda bulunulması gerektiği- "Tüketici hakem heyetleri" ile "tüketici mahkemeleri" arasında görev ilişkisinin varlığından bahsedilemeyeceğinden, davanın görevsizlik nedeniyle değil, tüketici hakem heyetine zorunlu başvurunun sağlanmasına ilişkin "dava şartı yokluğundan reddine" karar verilmesi gerektiği- "HMK. 107 uyarınca açılmış bir davada mahkemenin görevli olup olmadığının dava dilekçesinde gösterilen miktara göre değil, yapılacak tahkikat sonucunda mahkemenin tespit edeceği değere göre belirlemesi gerektiği, bu sebeple doğrudan davanın usul yönünden reddedilmesinin hatalı olduğu, alacak miktarının yapılacak yargılama neticesinde tespit olunan değerin tüketici hakem heyetlerinin görev sınırında olduğunun anlaşılması hâlinde "dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği" şeklîndeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Belirsiz alacak davası şeklinde ileri sürülen alacak isteminde, talep tarihi itibariyle tüketici hakem heyetlerinin zorunlu görev sınırı dâhilinde bir dava değeri gösterilmiş olduğundan, öncelikle tüketici hakem heyetine başvuruda bulunulması gerektiği-
Tüketici mahkemelerinde belirsiz alacak davası açarken belirlenen davaya esas tutarın Tüketici Hakem Heyeti parasal sınırının üzerinde olması gerektiği-
Belirsiz alacak davasının, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesiyle kabul edildiği, bu durumda eldeki davanın açıldığı tarihte Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlükte olduğuna göre, belirsiz alacak davası ile ilgili hükümlerin uygulanması gerekeceği, dava, katkı payı alacağı isteğine ilişkin olup, belirsiz alacak davası niteliğinde olduğundan davacı tarafça sunulan ............ tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi değil, talep açıklama dilekçesi olduğu kabul edilmesi gerekeceği, o halde, mahkemece, kabul edilen alacak miktarının tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekeceği-
Zamanaşımı süresinin, belirsiz alacak davası açılması ile tüm alacak için kesildiğinden, davacının belirleyemediği alacağının zamanaşımına uğraması söz konusu olmayacağı- İşçilik alacağına ilişkin davada, Davacı vekili önceki dilekçesinde her ne kadar davanın ıslah edildiğini belirtmiş ise de; davanın belirsiz alacak davası olarak açılması, davacı vekilinin sonra duruşmada önceki dilekçesinin, talep artırım dilekçesi niteliğinde olduğunu açıkça beyan etmesi, sözü edilen dilekçede dava konusu kıdem tazminatı dışındaki alacaklara dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasının talep edilmesi ve mahkeme tarafından eldeki davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile bu kapsamda yapılan yargılama sonucunda hüküm kurulması karşısında, ilk verilen dilekçenin talep artırım dilekçesi olduğunun kabulü gerektiği- Belirsiz alacak davasında dava konusu alacağın tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğu anda davacı taraf iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın dava dilekçesinde belirttiği miktarı artırabileceğinden bozma kararı sonrasında da artırım dilekçesi vererek, tamamlama harcı yatırılmak suretiyle talebini artırılabilmesi mümkün olduğu-