Terekesine temsilci tayin edilmesi talep edilen şahsın terekesi kalmadığından, başka bir anlatımla, davanın konusuz kalması sebebiyle terekeye temsilci atanmasına gerek olmadığı-
TMK.nun 640/2, 701 ve 702/2. maddelerine göre, mirasçıların terekeye elbirliği ile sahip olacağı ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf edecekleri; tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davasına tüm mirasçıların dahil edilmesi halinde, miras ortaklığına temsilci atanmasına gerek olmadığı-
Elbirliği mülkiyeti devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerekeceği-
Davaya konu olan 61 ve 22 nolu parseller elbirliği mülkiyet üzerine tapuda kayıtlı olduğuna göre, tüm iştirakçilerin birlikte dava açması ya da olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak mümessil huzuruyla davanın takip edilmesinin zorunlu olacağı-
Davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu, bu tür bir davada, HUMK'nun 413(6100 sayılı HMK'nun 120) ve 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca dava değerinin tahsili istenen bedelle birlikte dava konusu taşınmazda davacıların miras paylarının değerinden ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı-
Taşınmazın üst muristen ara murise ondan da davacıya kaldığı iddiası nedeniyle miras bırakanların veraset belgelerinin getirtilmesi, tüm mirasçıların olurlarının alınması yada terekeye temsilci atanması gerekeceği-
Davalının annesini davalarda temsil etme yetkisi olmadığı, vekillik sıfatı bulunmadığı, bu nedenle annesi adına hükmü temyiz edemeyeceği-
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmünde öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanmasında da murisin ölüm tarihi büyük önem taşır. Anılan yasal düzenlemede, kadastro tespit tutanağında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceği ve dava açılamayacağı-
Davaya muvafakatin, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabileceği, bu şekilde ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için süre verileceği, dava hakkına ilişkin olan bu hususun mahkemece re'sen dikkate alınmasının gerekeceği-