Mirasçılar birden fazla ise ve mirasbırakan Türk Kanunu Medenisi ve Medeni Kanunun Yürürlük tarihinden sonra ölmüş ise, tereke mirasçılara iştirak halinde (elbirliği halinde) mülkiyet şeklinde intikâl ettiğinden ya tüm mirasçılar birlikte davacı olacak ya da miras ortaklığına TMK'nun 640. maddesi gereğince, temsilci atanması temin edileceği, dava miras ortaklığı temsilcisi tarafından açılabileceği-
Davacının yargılamanın devamı sırasında öldüğü, bu nedenle terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olup, mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığının mevcut olduğu, o halde mahkemece; yargılama sırasında ölen davacının mirasçılarının tayin edecekleri vekil vasıtasıyla davaya katılmalarının sağlanması veya miras ortaklığına TMK. mad. 640 uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamaya devam edilmesi, dava şartı bu şekilde yerine getirildikten sonra uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerektiği-
Mirasçılardan birinin istemi üzerine Sulh Hukuk Mahkemesi miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilecek olup, mirasçılar terekenin idaresinde elbirliği ile hareket edemediği, terekenin yönetimi hususunda taraflar arasında anlaşmazlık bulunduğuna ve miras ortaklığı mirasçıların tam bir bütünlükle hareket edememeleri nedeniyle işlemez duruma gelebileceğinden TMK'nun 640. maddesi uyarınca murisin terekesine temsilci atanması gerekeceği-
Elbirliği mülkiyeti sebebiyle davacının murisi kiraya verenin diğer mirasçılarının muvafakatlarının alınması veya davaya iştiraklarının sağlanması ya da davacıya MK. 640/3 gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için süre verilerek kira bedelinin tespiti isteminde karar verilmesi gerekeceği-
TMK'nun 640 ve 702. maddeleri hükümlerine göre elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği arandığı, yani tüm mirasçıların katılımıyla tasarrufi işlemler yapılacağı, kural olarak davada tasarrufi bir işlem olduğu, mirasçılardan biri veya bir kısmı tek başına adına tescil isteyemeyeceğine ve tüm mirasçılar adına tescil istenilmediği için, dışarıda kalan mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci tayini yoluyla da davanın yürütülmesinin mümkün olmadığı-
Davacının, davalının ölümü ile onun mirasçısı olarak aynı zamanda davalı sıfatını da kazandığı, davacı ile davalı sıfatları aynı kişide birleştiğinden, davacı ile davalılar (İ.ve G.) arasında menfaat çatışmasının meydana geldiği, o halde mahkemece; öncelikle miras şirketine temsilci tayin edilmesi ve taraf teşkili sağlanarak davaya devamla hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerektiği-
Dava, TMK'nun 640/3. maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci atanmasına ilişkin olup, davacılardan birine ait mirasçılık belgesini alması için davacı tarafa süre ve imkan verilmesi, temin edilecek mirasçılık belgesinden tespit edilen mirasçılar davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanmasından, sonra toplanan ve toplanacak deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mirasçılardan birisinin açtığı dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve fakat onlar adına da dava açıldığından, davaya diğer mirasçıların katılması (olurlarının alınması) veya TMK'nun 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci tayin edilmek suretiyle davaya devam edilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazların davacıya miras bırakanından kaldığı bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edilmiş ve taksim hakkında bir açıklama yapılmamış olduğuna, dosyaya sunulan mirasçılık belgesinde davacıdan başka mirasçıların bulunduğu belirlendiğine ve ölüm tarihi itibariyle tereke elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bulunduğuna göre, davada yer almayan diğer mirasçıların yöntemine uygun bir biçimde muvafakatları (olurları) alınmak suretiyle davaya katılmalarının sağlanması veya TMK'nun 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına bir temsilci atanarak onun huzuru ile yargılamaya devam edilmesi gerekeceği-
Davacının taşınmazda kendi adına kayıtlı bağımsız payı bulunmayıp, davayı miras bırakanının tapudaki payına dayanarak açmış olup, mirasçılardan diğer ikisinin açılan davaya muvafakat etmediklerini dilekçe ile mahkemeye bildirmeleri üzerine mahkemece terekeye temsilci atanması için süre verilmiş, dava tereke temsilcisi huzuruyla görülüp bitirildiği durumda; mahkemece, iptal edilen payın murisin terekesi adına tesciline karar vermek gerekirken satışa konu payın tamamının davacı adına tesciline karar verilmesinin hatalı olduğu-