Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Paylı mülkiyete tabi taşınmazda pay sahibi olan her paydaş birbirinden bağımsız olup, bunlara ait paylar yine birbirinden bağımsız olarak dava konusu olabilmektedir. Paylı mülkiyette paydaşlar arasında mecburi dava arkadaşlığı olmayıp, ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusudur. TMK.’ nun 28. maddesi uyarınca, kişilik ölümle son bulur. Bundan ayrı, 04.05.1978 tarih ve 4/5 sayılı YİBK. gereğince ölü kişiye karşı dava açılamadığı gibi, ölü kişi adına iptal ve tescile de karar verilemez. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 09.07.1975 tarih ve 601/927 sayılı kararı da bu yöndedir. Davacı, murisin tüm mirasçıları adına iptal ve tescil istediğine göre, murisin alınacak veraset belgesinde yazılı davacı dışında kalan tüm mirasçılarının davacı yanında yer almalarının sağlanması ya da açılmış bulunan davaya karşı olurlarının alınması veya TMK.’nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması suretiyle ve onun huzuruyla davanın yürütülmesi, böylece taraf teşkilinin sağlanması gerekirken bu husus atlanılarak oluşturulan kararın hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Tereke adına bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açılması halinde, taraf teşkilinin yargılama sırasında tamamlanmasının ve sağlanmasının mümkün olduğu, eldeki davada ise, davacılar tapu kaydının iptali ile kök murisin mirasçılık belgesindeki payları oranında davacılar ve diğer mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istediğine göre, kök muris Müderis Dede’nin diğer mirasçılarının davaya karşı olurlarının alınması veya TMK. nun 640. maddesi gereğince terekeye temsilci atanması suretiyle taraf teşkilinin sağlanmasının ve davanın bu şekilde yürütülmesinin mümkün ve gerekli olduğu, taraf teşkilinin sağlanmasının, kamu düzenine ilişkin olup, yargılama ve kanun yolları aşamalarında her zaman kendiliğinden göz önünde tutulacağı-
Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, davada taksime dayanılmamıştır. Mahkemece, taraf teşkili denetlenmeden davanın esasına girilerek hüküm oluşturulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Miras bırakanı ve diğer mirasçılar adına kadastro yolu ile veya açılan tescil davaları sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise, bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğü’nden, açılmış zilyetliğe dayalı tescil davası olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesinin ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Davada elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K. nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Verilecek karar dava dışı mirasçıların haklarını etkiler nitelikte olduğundan; mahkemece usulüne uygun olarak tüm mirasçıların davaya katılımı ile taraf teşkilinin sağlanması ve deliller toplanarak sonucu uyarınca hüküm verilmesi gerekirken, eksik hasımla yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği-
Miras bırakana ait nüfus aile kayıt tablosu ve mirasçılık belgesi istenilerek davacıdan başka mirasçısı bulunup bulunmadığının araştırılması, başka mirasçı bulunduğunun belirlenmesi halinde, HMK. 243 ve 244 uyarınca, taşınmaz başında keşif yapılmak suretiyle dava konusu parsellerin davacıya intikal şeklinin (taksim, bağış vb.) davacı, yerel bilirkişi ve tanıklardan açıkça sorulmak suretiyle tespiti, dava konusu parsellerin terekeden çıktığı ve davacının mülkiyetine geçtiğinin belirlenmesi halinde davanın kabulüne, aksi halde TMK.nun 701 ve 702.maddeleri göz önünde tutularak dava koşulu yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde veraset belgesindeki payları oranında mirasçılar adına tescil istenildiğine, davacılar dışında başka mirasçı olduğu belirlendiğine ve ölüm tarihi itibariyle tereke elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğuna göre, davada yer almayan bu kişinin yöntemine uygun bir biçimde olurunun alınmak suretiyle davaya katılmasının sağlanması veya TMK.’nun 640.maddesi uyarınca miras ortaklığına bir temsilci atanarak onun huzuru ile yargılamaya devam edilmesi, dava koşulu yerine getirildikten sonra uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, bu husus yerine getirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-